VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 23 September 2022 22:28:20

0 Yorum

Kez Okundu.

SAADET’TE Kıyım Var!

İstanbul SAADET’E CHP’Lİ BAŞKAN

H24/ MAKALE/  Milli Görüş'ün Hafızası 

İstanbul Eyüp Sultan, Beykoz ve Şanlıurfa Haliliye sonra.....

İstanbul'a Kayyum atanan il başkanı Daha sonrası Kongre ile seçtirilen Ö.F.Y  ve  Türkiye genelinde Teşkilatlarda  olası yapılacak Genel Kongre öncesi delegelere ayar veriliyor.

Gerekçeler ve mazeret olmaksızın olası bir ittifak ve  çıkara dayanan bir siyaset anlayışıyla milli göruşçüler partilerinden kopartılıyorlar 

 Osmanlı’nın methedilmiş Komutanı ve askerleri tarafından fethedilmiş İstanbul’umuzda, şehrin manevi kalbi olan, Efendimiz sas’e ev sahipliği yapan Eba Eyyup El Ensari hazretlerine ev sahipliği yapan ilçemize bizans sevdalılası Osmanlı düşmanı chp’nin destekçisini ilçe başkanı atadılar.

Erbakan söylemlerini bırakacağız biz bir siyasi partiyiz diye çıktıkları yolda diğerleri gibi politikacılara döndüler sıradaki hedefleri Saadet partimizi diğerleri arasına dahil etmek. Ama Allah’ın izniyle rezil olup zelil olup defolup gidecekler.

Onlar kendileri gitmeden teşkilatların ayağa kalkarak bunlardan kurtulması teşkilat faydasına olacaktır.

Bağırsakları tıkanmış bir vücut nasıl hasta olmaya mahkumsa bizde bağırsaklarımızı temizlemeden şifa bulamayız ve hastalığımız her geçen gün artar…

Erbakan hocamız ne demişti “seni gidi numaracı chp seni”…

Siz bunların süslü laflarına kanmayın, bunlar döner dolaşır eski hallerine dönerler. Bunların kodu bozuk. Gücü ellerine geçirince yine aynı chp oluverirler. Geçtiğimiz günlerde chpli belediye başkanı tunç soyer gerçek kimliği ile bir konuşma yapmış ve Osmanlıya - Vahidettin Hana kinini kusmuştu.

Bu olaydan sonra Saadet partimizin twitter hesabından hiçbir açıklama yapılmadı aslında bu denli küçük adamlar için genel merkez hesabından yahut temel beyin hesabından bir açıklama paylaşmak doğru olmaz ama parti sözcüsü olan birol aydın’dan da herhangi bir açıklama gelmedi. Bu olayın arkasından bu sefer de İBB chp sözcüsü tarık balyalı salyalarını akıta akıta benzer hakaretleri etti. tüm bunlara rağmen 14 eylülde temel beyin twitter adresinden halk tv savunması geldi ve birol aydın’da bu tiviti paylaştı. Konuyla alakalı İstanbul’dan gelen genel başkan yardımcılarından da herhangi bir açıklama gelmedi.

Saadet Partimizden yapılan açıklama; Eyüp Sultan ilçe Başkanımız ve yüksek disiplin kurulu üyemiz Emre Ustaosmanoğlu’ndan geldi;

“HAİN – YA ÖZÜR DİLE YA İSTİFA ET”

Ustaosmanoğlu İstanbul il başkanlığımızından ve kayyum başkan yazıcıdan ses gelmeyince, ertesi gün önceki il başkanımız Abdullah Sevim’in 2020 yılında atmış olduğu twiti paylaşarak “SUSMAYACAĞIZ” dedi.

Bu tivit sonrasında il ve yazıcıya yapılan baskı sonucu yazıcı kerhen bir tivit attı. “İBB CHP Sözcüsünün, sözün şehvetiyle yaptığı konuşmayı kınıyorum.” Saadet partimizin il başkanı “sözün şehveti” sözü ile adeta tunç soyeri korumaya aldı ve sanki söz sehven yahut bir galeyana gelip söylenmiş söz gibi lanse etti. Sonrasında ise zaten görevden almak istedikleri Ustaosmanoğlu’nu görevden aldı.

Şimdi geçmişe gidelim ve bir olayı hatırlayalım. Saadet partimiz Filistin için Çağlayan’da milyonluk miting düzenlemişti.

Bu muhteşem mitingten sonra ve hatta çok sonrasında bizzat akp kurucularından nevzat yalçıntaş tarafından kurgu olduğu ilan edilen “one minute” olayı gerçekleşmişti. Erdoğan rolünü iyi oynamış esmiş gürlemiş ve one minute demişti. tam 20 dk sonra ise tepkisinin moderatöre olduğunu söylemiş cumhurbaşkanı Gül ise israili arayarak bu olaydan dolayı özür dilemişti.

Bu olaylardan Sonra Erbakan Hocamız bu ses Çağlayanın yankısıdır demişti. Gelelim günümüze yazıcı, Ustaosmanoğlu’nun sözleri ve teşkilatın baskısı ile zoraki bir tivit atınca, “esas kardeşlerinin” gönlünü almak adına Eyüp ilçe başkanlığına, seçimlerde açık açık imamoğlunu destekleyen ve hatta seçimlerde chp’ye çalışan mevlüt karsavran’ı Eyüp ilçe başkanlığına getiriverdi. işte bu olayda da olan şey özetle şu: yazıcının attığı tivit Ustaosmanoğlu’nun yankısı, yazıcının atadığı başkan ise gül’ün özrü hükmündedir.

Eyüp dışında diğer ilçelerde de, tıpkı illerde yaptıkları gibi yeni yetme, deneyimsiz, yahut teşkilatlarla alakası olmayan mazisi olmayan isimleri ilçe başkanlıklarına getirmeye devam ediyorlar.

 

URFA HALİLİYE'DE NELER OLDU?

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

HALİLİYE ÖRNEĞİNDEN ÜLKE GENELİNE

Cafer Guneş, numan ayrışmasında hastalandı ve daha Erbakan hocamız hayatta iken, Erbakan hocamızı sırtından hançerleyenlerin kervanına katıldı.

Hastalık ilerleyip partileri mevta olunca ise önce biraz arada derede bekleyip sonrasında tıpkı numan gibi akp’nin yolunu tuttu.

Daha sonrasında damadı fetöden içeri alındı ama akp’de damadına hayrı olmayınca sinirlendi ve arasına mesafe koydu sonrasında ise temel beyin teklifi ile Saadet partimize en tepeden bir giriş yaptı ve genel başkan yardımcısı ve Siyasi İşler başkanı oldu. sabri tekir’de tıpkı güneş gibi hastalananlardan ve tıpkı güneş gibi akpye bir uğrayıp geri dönenlerden.

O da tıpkı güneş gibi en tepeden geri dönüş yaptı. Genel başkan yardımcısı ve Ekonik İşler başkanı oldu ve hatta Genel başkan vekili oldu. Önce hastalanıp sonra gömlek çıkartan, sonrasında ise yine tepelerden göreve gelen bir diğer isim ise niyazi yanmaz.

Hem GİK üyesi hem de Urfa’mıza il başkanlığı ile taltif edildi. Ve yanmaz’ın göreve gelmesiyle de Urfa’da sıkıntılar yaşanmaya başladı. il başkanlığına gelir gelmez bir çok kimseyi partimize üye yapsada sonrasında bu üyeleri gören duyan yok.

Aşiret hüneriyle yazılmış ama teşkilatta esamesi okunmayan üyeler bu ayrı konu biz gelelim Haliliye meselesine…, Haliliye’ye başkan olarak atanan Doğan Asoğlu, yanmaz’ın akrabası. Teşkilattaki geçmişi yıl bile değil, 6 ay gibi bir mazisi var adeta akraba kontenjanın da ilçe başkanı ataması gibi bir durum. Yanmaz için biçilmiş kaftan zira teşkilat geçmişi olmayan Asoğlu, bir husus olduğunda elbette büyüğü ve akrabası olan yanmaz’ı dinleyecek. zira sempatisi olsa teşkilat hakkında bir geçmişi bilgisi yok.

Saadet partimizin millet ittifakı içinde olmasını isteyen yanmaz , Urfa'dan yeniden vekil olarak Ankara'ya gelmek istediğini de gizlemiyor. bu nedenle Urfa'da ki teşkilatın Milli Görüş esaslarına göre değil yanmaz'ın istek ve esaslarına göre şekil alması gerekiyor.

Ve Haliliye'de kongre süreci başlıyor. Asoğlu başkanlığında bir liste hazırlanıyor. 12 kişinin adı yazılıyor ve 8 kişinin adı boş bırakılıyor. Liste bu haliyle yanmaz’a sunuluyor. Yanmaz kendisinin belirlemesi için boş bırakılan 8 ismi yeterli görmeyip listenin tamamını yazıyor ve yıllarını bu davaya vermiş isimleri yok sayıyor üzerlerini çiziyor.

İşte dananın kuyruğu burada kopuyor. Kongreye bir gün kala hatta saatler kala Yılmaz Baki’nin başkan adayı olduğu liste Haliliye teşkilatımız tarafından hazırlanıp kongreye gidiliyor. Önce divan alınıyor, sonra kongre alınıyor (16 oya karşı 4 oyla). Tüm bunlara rağmen teşkilatımız kendilerinin görevden alınacaklarını düşünüyor ve kuvvetle muhtemel böyle de olacak. Kazanan ekip kongre sonrası "Kardeşlik kazandı" diye ilanda bulunsa da il binasının kapıları kendilerine kapatılıyor. Zira Haliliye ilçe teşkilatının bir binası yok ve toplantılarını il binasında yapıyorlar.

Teşkilat başkanından Haliliye'ye ait başta karar defteri olmak üzere tüm resmi evraklar isteniyor ama onlarda verilmiyor. Diğer taraftan yanmaz ve salih in isteği üzerine AGD şube başkanı yapılan maşuk özyaramış, AGD'den listeye yazılan 3 genci arayarak seçilen listeden istifa etmelerini istiyor. Üstelik bu istifa isteğini genel merkezden beni sıkıştırıyorlar istifa etmeniz gerek diyerek bildiriyor.

Sadıklar ne zaman ayağa kalksa çete denilen grup işi çözemeyince AGD genel merkezin devreye girmesi düşündürücü değil mi? Tıpkı Bitlis'te olduğu gibi parti kanadı işi çözemeyince AGD genel merkez devreye girmiş orayı Bitlis AGD başkanı üzerinden hal etmeye çalışmıştı ama becerememişlerdi. Urfa'da ise istifaya zorluyorlar. peki yazıda tezat yok mu? Urfa'da yanmaz da tıpkı salih turhan gibi akp ittifakından yana ve il onlara göre dizayn ediliyor peki çete bu işe neden sessiz kalıyor.

Çünkü çetenin de çıkarcılarında öncelikli vazifesi bu teşkilatlardaki gerçek dava erlerini uzaklaştırmak. Nasıl ki salih turhan, Bitlis'te çete lehine olaylara taraf oluyorsa, çete de Urfa'da çıkarcılan lehine sessiz kalıyor. (Kod adı dönüşüm ve saadet partisi ve kölemenler yazımı okumanızı tavsiye ederim.) Konumuza dönecek olursak; Urfa’da ve ilçelerinde benzer sorunlar uzun zamandır var.

Bu konular teşkilat mensupları tarafından genel merkeze defaten bildirildi ama hep kulak arkası edildi. muhittin yıldırım’a ve mahmut arıkan a yüz yüze anlatılan sorunlar bülent kayaya telefonla bildirildi.

Ama nafile. Hatta o gün kongreye giden arıkan’a sorunlar bir kez daha anlatıldı ama biz genel merkeziz istediğimizi yaparız havası işleri bu noktaya getirdi. Urfa ve ilçeleri ve dahi tüm yurt sathında il ve ilçelerimiz, genel merkezin bu tutumu yüzünden kan kaybediyor. Kimi genel başkan yardımcılarının bazen kapalı bazen dar kapsamlı toplantılarda dillendirdiği, özel kalemdeki çocukların ise belki de toyluklarından açık açık ifade ettiği “bütün teşkilatları değiştireceğiz, yenileyeceğiz” sözü, sözünden de öte eylemi teşkilatları yok olma noktasına doğru götürüyor. Bu uygulama bütün ilçelerde yapılmaya çalışılıyor. Teşkilat geçmişi olmayanlar özellikle getiriliyor.

Teşkilat geçmişi olan, Erbakan hocamıza ve davamıza sadık isimler ise bir bir siliniyor teşkilatlardan uzaklaştırılıyor. Zira davasına sadık özellikle de basiretli kimseler bunların oyunlarını sezmiş ya da ileride bunlara engel olacaklarını düşündükleri hiç kimseyi teşkilatlarda istemiyorlar. Yazıya son vermeden önce Ankara’mıza da değinmeden geçmeyelim. Malum küfürbaz il başkanı fatih beyazıt’ın hünerleri de, ne yanmazdan ne yazıcıdan eksik kalmaz. Son kongreden bu yana Ankara teşkilatlar adeta felç geçirdi.

Birçok ilde yaptıkları gibi Ankara’mızda da kongrede il’e aldıkları gençleri şimdi ilçelere başkan olarak atıyorlar. Biliyorsunuz kendisinin fetoşçulara olan bir aşkı var. özel kalemi oadan gelme, yardımcısı hala davalık, ve ilçe başkanı fetoşçu idi.

Özel kalemini İstanbul birikime gönderdi. Keçiören’e atadığı başkan ise bizim yazılardan sonra adeta kaçtı gitti. Şimdi ülkemizin en büyük ilçelerinden birisi olan milyonluk Keçiören’e eşinin hukuk bürosunda çalışan genç bir kardeşimizi ilçe başkanı olarak atadı. Keçiören’i bitirdikten sonra bitmiş ilçeye başkan atıyor.

Diğer ilçelerde de durum benzer şekilde. özetle Haliliye sadece bir örnek, ve bu örnek tüm yurtta uygulanıyor. çetenin de çıkarcılarında esas hedeflerinde sadıklar var. Çıkarcılar açıktan direk akp ye çete ise chp üzerinden dolaylı olarak akp ye çalışıyor. ikisinin de görevi teşkilatları dönüştürmek ve sadıkları ortadan kaldırmak. Uyanın yoksa yarın çok geç olacak.

İllerde yapılan operasyonlar ilçelerde devam ediyor. Çete diye anılan grup tüm bunları yaparken çıkarcılar diye anılan diğer maaşlı grup ya susuyor, ya ayağa kalkacaklara sabırlı olun biz çalışma yapıyoruz diyerek susturuyor ya da yeri geliyor direk çete ile beraber hareket ediyor. İki grubun ortak amacı sadık Milli Görüş mensuplarını teşkilatlardan uzaklaştırmak ve kendilerinden daha vasıfsız ve kendilerinin sözlerine koşulsuz itaat edecek adamları getirmek.

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER