VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 02 September 2021 04:01:20

0 Yorum

Kez Okundu.

Oryantalizm’den İslam Korkusuna

AFGANÄ°STAN: ORYANTALÄ°ZM’DEN Ä°SLAM KORKUSU’NA

GeliÅŸtirici: Ali Bulaç Sivil zayiata infial Batılı güç ve kuruluÅŸların küresel düzeyde oluÅŸturdukları algı Afganistan’da yeni bir aÅŸmaya girdi. Bu da Taliban üzerinden oryantalist bakış açısının Ä°slam korkusuna (Ä°slamafobia) dönüÅŸmüÅŸ olmasıdır. 20 sene süren Afganistan iÅŸgali sırasında oryantalizmin nasıl bir imaj üretimini yaptığını anlamak için “iÅŸgal ve sivil katiam” merkezli olaylara yakından bakalım:

Hatırlanacağı üzere New York’taki Ä°kiz Kuleler’e düzenlenen 11 Eylül terör saldırılarından sonra, 7 Ocak 2001’de ABD ve Ä°ngiliz kuvvetleri Afganistan’ı bombalamaya baÅŸladılar, 25 Kasım 2001’de de ilk kez Kandahar’a kara harekatı düzenlediler. Taliban hükümetinin düÅŸmesinden sonra aynı yıl 22 Aralık’ta Hamid Karzai baÅŸkanlığındaki hükümet göreve baÅŸladı. 20 Aralık 2003’te de Amerika Afganistan’ı iÅŸgal etti.

NATO’nun ise Afganistan’a ilk giriÅŸi 31 Temmuz 2006 tarihine rastlar. Eylül-2006’da VarÅŸova’da düzenlenen toplantıda Komite BaÅŸkanı General Ray Henault, NATO ülkelerinden taahhüt ettikleri askerleri bu ülkeye göndermelerini istemiÅŸti. Türkiye’den de benzer taleplerde bulunuldu, ancak Genelkurmay BaÅŸkanı “Türkiye’nin Afganistan’a muharib asker göndermeyeceÄŸini” açıkça belirtmiÅŸti. BaÅŸlangıçta NATO kuvvetleri güneyde kontrolü ele geçirmiÅŸken, 5 Ekim 2006’dan itibaren ülkenin bütün kontrolünü ellerine geçirdiklerini açıkladılar.

Amerikan ve Ä°ngiliz kuvvetlerinin NATO ÅŸemsiyesi altında sivil halka verdikleri zayiat çok büyüktü. Ülkenin doÄŸusundaki Nangarhar eyaletinde Amerikan askerlerinin çevreye rastgele ateÅŸ açması sonucunda 16 sivil hayatını kaybetmiÅŸ, 30 kiÅŸi de yaralanmıştı. Olayın ardından binlerce Afganlı ABD’yi protesto etmiÅŸti. Yolları kapatan göstericilerin “Amerika’ya ölüm, Karzai’ye ölüm” ÅŸeklinde slogan atıyorlardı. Bu, Afgan halkının iÅŸgalcileri istemediÄŸi gibi, iÅŸgal kuvvetlerinin desteÄŸindeki kukla yönetimi de istemediklerini gösteriyordu.

Ä°ÅŸgale karşı Taliban’ın baÅŸlattığı direniÅŸ kısa zamanda etkisini göstermeye baÅŸladı. 2007 yılında Afganistan’daki Ä°ngiliz güçlerinin komutanı General Ed Butler “Ülkede durum Irak’tan daha kötü, çok daha geniÅŸ çarpışmalar ve direniÅŸle karşı karşıya bulunuyoruz, ortalama her gün 12 saldırıya uÄŸruyoruz” diyordu. Anlaşılan ÅŸuydu ki, Afganistan’da direniÅŸ yayılıyordu. Ä°ÅŸgal kuvvetlerinin bu ülkede uzun zaman durmaları imkansızdı, eninde sonunda geldikleri gibi gideceklerdi.

GeçmiÅŸ istila ve iÅŸgallerden farklı olarak bu sefer Afgan halkı, sadece Amerika ve Ä°ngiltere’yle deÄŸil, koca NATO’yla da savaşıyordu. NATO’nun 2006 zirvesinden sonra yeni bir konsept deÄŸiÅŸikliÄŸine gitmiÅŸti. Ancak yine de Afganistan’daki varlığı tartışmalıydı. Çünkü NATO kuvvetlerinin herhangi bir yere askeri operasyon düzenleyebilmeleri için bir NATO ülkesinin saldırıya uÄŸraması gerekirdi.Afganistan hiçbir NATO ülkesine saldırıda bulunmamıştı.

El Kaide’nin Amerika’da 11 Eylül’de düzenlediÄŸi iddia edilen saldırı tabii ki “terör”dü. “Terör” adli bir suçtur, karşılığı savaÅŸ veya ülke iÅŸgali deÄŸildir. Bu, birinci nokta. Ä°kinci nokta ÅŸu: Bu eylemi düzenleyen Afgan hükümet kuvvetleri deÄŸil, bir “örgüt”tü. Saldırıya katıldığı açıklanan isimler arasında tek bir Afganlı yoktu. Üstelik El Kaide’nin lider kadrosu ve belli baÅŸlı elemanları Afganistan’a “dışarı”dan gelmiÅŸlerdi, yani en azından geçerli hukuki mevzuat açısından “Afgan yurttaşı” deÄŸildiler. Üçüncüsü, Taliban hükümeti, adil bir mahkemenin yargılamasından sonra eÄŸer saldırıyı El Kaide’nin yaptığı somut delillere dayalı kanıtlanırsa, Bin Ladin’i teslim edeceÄŸini söylüyordu. Amerika ise, herhangi bir mahkeme ve yargılamaya gerek kalmadan Bin Ladin’in kendisine teslim edilmesini talep ediyordu. Muhakeme usulü ve adil diploması açısından Taliban hükümeti hukuka uygun davranıyor, Amerika ise hukuk tanımıyordu. Nitekim 2 Mayıs 2011’de ABD, Pakistan’ın Abbottabad ÅŸehrinde Bin Ladin’in kaldığı eve düzenlediÄŸi saldırıda Bin Ladin’i ve evde bulunan dört kiÅŸiyi öldürdü; onu yargılama lüzumunu görmedi.

Amerika’nın niyeti belli ki, Irak’ta olduÄŸu gibi hukuki temeli olmayan uydurulmuÅŸ gerekçeler öne sürerek Afganistan’ı iÅŸgal etmekti. Irak’ı da Saddam’ın nükleer silah bulundurması gerekçesiyle iÅŸgal etmiÅŸti. Bu gerekçenin uydurma olduÄŸunu daha sonraları DışiÅŸleri Bakanı Colin Paul itiraf edecekti. Bu sefer Afganistan iÅŸgal gerekçesi El Kaide ve Bin Ladin’di. Kısaca ABD ve NATO’nun Afganistan’daki varlığının hukuki temeli yoktu.

NATO’nun katılımı iÅŸgale yeni bir boyut kazandırmıştı. Sovyetlerin çöküÅŸünden ve VarÅŸova Paktı’nın dağılmasından sonra ilk kuruluÅŸ amacının hayli dışında faaliyet göstermeye baÅŸlayan bu devasa askeri aygıt, hiç ilgisi olmadığı halde Afganistan’da ve ikide bir sivillerin hayatına mal olan saldırılarda bulunuyordu. Haziran-2007’de NATO kuvvetleri GereÅŸk bölgesinde 25 sivilin ölümüne sebep olmuÅŸtu. Birkaç gün sonra daha büyük bir saldırı düzenleyerek 130’un üstünde kiÅŸiyi öldürdü, öldürülenlerin büyük çoÄŸunluÄŸu kadınlar ve çocuklardı.

Uluslar arası kurallara göre ‘siviller’in savaÅŸ ve saldırıların dışında tutulması lazım. Fakat geliÅŸen savaÅŸ teknolojisi, büyük hava bombardımanları ve doÄŸrudan yerleÅŸim birimlerinin (ÅŸehir, kasaba ve köyler) hedef seçilmesi sonucunda maalesef savaÅŸtan en çok sivillerin zarar görmesine sebep oluyor. Yeni savaÅŸ tarzı ve yüksek teknolojik silahlar ile eski savaÅŸ hukuku arasındaki makas gittikçe açılıyor, eski hukuki kurallar yeni durumu denetleyebilecek güçte ve formasyonda deÄŸil. Esasında saldırgan devletler de, halkı direniÅŸ gösteren kuvvetlerden soÄŸutmak için bile bile “zayiat” adı altında sivil öldürüyorlar. “Zaiyat” istenmeden, kazara vuku bulan zarar ve kayıpları ifade eder. Burada söz konusu olan insanların mallarını, evlerini, iÅŸlerini ve yurtlarını kaybetmek ÅŸeklinde tecelli etmiyor, doÄŸrudan hayatlarını kaybediyorlardı. O halde buna “sıradan zayiat” gözüyle bakılamaz.

Sivil katliamların artışı Mayıs-2007’de NATO kuvvetleri ile Amerikan ordusu arasında ihtilafların çıkmasına sebep olmuÅŸtu. Son dönemdeki büyük sivil kayıplar 12 bin askerden oluÅŸan ABD öncülüÄŸündeki koalisyonun operasyonları sırasında vuku bulmuÅŸtu; bünyesinde 37 bin askerin görev yaptığı ISAF, ABD’yi suçluyordu. Dönemin Almanya Savunma Bakanı Franz Jung, üstü kapalı bir dille Amerikan askerlerini suçlamıştı. NATO Yüksek Temsilcisi Daan Everts de, “ABD’nin özel operasyonlarının özellikle sivil kayıpların çok yüksek görülmesi sebebiyle olumsuz bir yan etki oluÅŸturduÄŸunu” söyleyip kaygılandıklarını dile getirmiÅŸti. Afgan halkı ise kimin ABD, kimin NATO askeri olduÄŸunu ayırt edebilecek durumda deÄŸildi, onların gözünde hepsi Afganistan’ı iÅŸgal eden güçlerdi. Bu da Batı’ya karşı öfkeyi ve düÅŸmanlığı pekiÅŸtiriyordu.

Ä°ÅŸgal boyunca sivil hedeflere yönelik saldırılar durmadı. Ä°ÅŸgal kuvvetleri düÄŸün evlerini, hasta taşıyan ambulansları, masum köylüleri bombalıyor, adeta halk üzerinde atış talimi yapıyorlardı ki, saldırıların önemli bir bölümünün kasti yapıldığı, saldırıları düzenleyenlere eÄŸlenceli geldiÄŸi Batı medyasında yer aldı. Haziran 20’sinde iÅŸgal kuvvetlerinin saldırısı sonucunda 25 sivil daha hayatını kaybedince, Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü bir açıklama yaparak, Afganistan’da son 17 ayda saldırılar ve operasyonlarla ölen 6 bin kiÅŸinin, yaklaşık 1.500’ünün de siviller oluÅŸturduÄŸunu bildirdi.

Bu arada dönemin Pakistan BaÅŸbakanı Perviz MüÅŸerref’e sunulan bir raporda, Taliban saldırılarının ‘artık önü alınamaz’ noktalara gelindiÄŸi belirtiliyordu. Afgan halkında giderek yerleÅŸen kanaate göre, iÅŸgal kuvvetlerinin bunca sivili öldürmelerinin sebebi, kıramadıkları direniÅŸ karşısında halkı cezalandırmak, böylelikle Taliban’a karşı sivilleri etkili bir koz olarak kullanma yolunu seçmekti.

Sivil katliama bedel “Afganlı kadını kurtarmak!”

Afganistan’da iÅŸgale karşı direniÅŸ surer ve sivillere yönelik saldırılar artış gösterince Amerika’nın Afganistan’daki varlığının anlamsızlığına iliÅŸkin bir algı oluÅŸmaya baÅŸladı. 2011 yılının son ayında Barak Obama, ABD’nin Irak’tan askerlerini çekeceÄŸini ilan etti. Böylelikle Aralık-2003’te baÅŸlayan askeri iÅŸgal ‘resmen’ sona ermiÅŸ olacaktı. Tabii ki “resmen” sona erecek olan iÅŸgal fiilen ve kesin olarak sona ermedi. Bir kısım gözlemcilere göre, ABD, kendisiyle uyumlu bir yönetimi iÅŸbaşına getirmeyi planlamıştı. Kimine göre, her yerde olduÄŸu gibi ABD, Irak iÅŸgalini de yüzüne gözüne bulaÅŸtırdı, Iraklıları topluca büyük bir felaket ve kaosun içine ittikten sonra kayda deÄŸer bir ÅŸey yapmadan geri çekilmek zorunda kaldı. Bir baÅŸka yoruma göre, ABD’nin sekiz sene boyunca Irak’ta yaptığı sadece Ä°ran’a yaramıştı. Söz konusu deÄŸerlendirmelerin tümünde belli bir doÄŸruluk payı vardı.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

17 Aralık Zaman’da ve 20 Aralık 2011’de Dünya Bülteni’ndeki köÅŸemde ABD’nin birgün Afganistan’dan da çekileceÄŸini yazmıştım. Pekiyi o güne kadar ABD bu ülkeyi hangi gerekçeyle iÅŸgal ediyor olacaktı? Bu önemli bir soruydu. 3 Aralık 2011tarihli yazımda (Ev’den camiye) “Bugün NATO’nun Afganistan ve Pakistan’da giriÅŸtiÄŸi sivil katliamların neredeyse elde kalan tek gerekçesi ‘Afgan kadının özgürleÅŸtirilmesi’dir” demiÅŸtim. Bunun basit bir iddia olmayıp bir gerçeÄŸi ifade ettiÄŸini ÅŸöyle anlatıyordum:

“16 Haziran 2009’da Hürriyet’in internet sitesinde ÅŸöyle bir haber yer alıyordu:

“ABD'nin 2001'de Afganistan'da Taliban iktidarına karşı baÅŸlattığı harekatla Taliban'dan "kurtardığı" ülkede, kadınların geliÅŸimine dair verilen sözler çoktan unutuldu. Taliban gitti ama yerine gelen iktidar, kadınlar için neredeyse hiç bir ÅŸey yapmadı. Kadınlar yine eÄŸitimden mahrum, sosyal hayattan dışlanmış, mahalle baskısı altında yaÅŸamaya devam ediyorlar. Güçlüklerle dolu yaÅŸamlarından kaçabilmek için kendilerini yakarak intihar etmeyi seçen kadınların sayısı giderek artıyor. Çünkü en ucuz intihar ÅŸekli bu. Yapılan araÅŸtırmalara göre Afgan kadınları en kolay ateÅŸe ulaÅŸabiliyor. Ä°ÅŸte bu yüzden ÅŸu sıralar Herat kentindeki hastanenin Yanık Ünitesi, kendini yakarak öldürmeye çalışan kadınlarla dolup taşıyor. Onlar burkadan çıkıp, sargılara giriyor. ÇoÄŸu da kurtarılamıyor. Alman sivil toplum örgütü 'Medica Mondiale'ye göre, son bir yılda "tek kurtuluÅŸu" kendini yakmakta bulan Afgan kadınlarının sayısı ikiye katlandı. BaÅŸkent Kabil'de sadece bu yıl 36 kadın kendini yakarak intihar etti. Ä°ntihar olaylarının baÅŸlıca sebepleri arasında zorla evlendirilme, tecavüz, cinsel taciz, mahalle baskısı, burka altında geçen ya da geçmek bilmeyen yıllar var. “

Eş zamanlı olarak benzer haberler yaygın olarak Avrupa medyasında da yer aldı.

Haberi okuyanlar ister istemez ÅŸöyle düÅŸünüyordu: Ä°yi ki Amerika Afganistan’ı iÅŸgal etmiÅŸ, iyi ki NATO bugün Afganistan’da. Fakat aslında bu tür haberlerin bir arkaplanı vardı. 2010 yılının baÅŸlarında NATO sivil katliamlarına öylesine hız vermiÅŸti ki, Avrupa kamuyo hükümetlerine “Bizim Afganistan’da ne iÅŸimiz var?” diye sormaya baÅŸlamıştı, hatta baskılar Hollanda’da hükümetin düÅŸmesine yol açmıştı.

Hükümetler zorda kalınca ABD ve NATO merkezi kamuoyunu yatıştıracak çareler aramaya baÅŸladılar. Ä°ÅŸte tam o sırada CIA’nın internet sitelerine düÅŸen bir genelgeye göre, “ABD Afganistan iÅŸgalini Avrupa’ya satma” planı hazırladığı ortaya çıktı. “ CIA belgesinde, baÅŸta Fransa ve Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesinde Afganistan'daki iÅŸgale karşı artan bir tepki olduÄŸu vurgulanıyor, söz konusu ülkelerdeki kamuoyu görüÅŸünü etkilemek için üç ana baÅŸlık öneriliyordu:

1. Obama savaÅŸ için en önemli satıcı olabilir.

2. "Kadınlar" savaşın kamuoyunda destek bulması konusunda etkili olur. Afganistan’da kadınlar din ve geleneÄŸi arkasına alan erkeklerin ağır baskısı altında. ABD ve NATO’nun varlığı kadınları özgürleÅŸtirecek.

3. UyuÅŸturucu ve mülteci korkusunun abartılması.

Raporda 10 Fransız askerinin ölümü ve Kunduz katliamı sonrası Sarkozy ve Merkel'in yaÅŸadığı sıkıntılara dikkat çekilirken, "doÄŸru mesajlarla (Obama, kadın ve uyuÅŸturucu-mülteciler) bu tepkiler kontrol altında tutulabilir" deniyordu.

Verilmek istenen mesaj ÅŸu olacaktı: "Taliban'ın geri dönmesi durumunda kız çocuklarının eÄŸitimi konusunda kazanımlar kaybedilecek, kadınların durumu daha da kötüleÅŸecekti." Medyada "yeni bir mülteci krizi"nin iÅŸlenmesi tavsiye ediliyor, ama ağırlıklı olarak Obama ve Afgan kadınların "savaşın Avrupa'ya satılması" konusunda en etkili araçlar olduÄŸu ifade ediliyordu.

CIA'ya göre, sivil katliamları yatıştırmak amacıyla Obama yanında Afganlı kadınlar, özellikle medya kullanılarak, iÅŸgal için desteÄŸin artırılmasında en etkili araçlar olarak kullanılabilirdi. " "Taliban yönetimi altında deneyimleri hakkında konuÅŸan" Afgan kadınların medyada daha fazla yer alması gerektiÄŸi savunulan CIA raporunda, Afgan kadınların özellikle Avrupalı kadınlara ulaÅŸmak için çok önemli olduÄŸu vurgulanıyordu. Benim o tarihlerde yazdıklarım sonraları Julian Assange’ın açıklanan WikiLeaks belgelerinde de açıklandı. WikiLeaks’in Twitter hesabından açıklanan 11 Mart 2010 tarihli rapora göre Batı kamuoyunda ABD’nin Afganistan iÅŸgaline karşı muhalefeti azaltmak için “feminizmin kullanılması” önerilmiÅŸti. (23 AÄŸustos 2021-Ä°ndependent Türkçe https://hurseda.net/dunya/232317-cia-raporlarinda-flas-talimat-feminizmden-yararlanmaliyiz.html)

Sonuç

Bu yazımın üzerinden tam 10 sene geçti. Taliban bugün Afganistan’a hakim olmaya çalışıyor ama ABD ve Batı tümüyle Afganistan’dan vazgeçmiÅŸ deÄŸil. Ülkenin Rusya ve özellikle Çin’in eksenine yerleÅŸmesinin ne gibi geliÅŸmelere yol açacağı hesaplanıyor, diÄŸer yandan bir gün tekrar Afganistan’a dönülecekse kalıcı bir gerekçe lazım. Bu arada Batı, 20 senedir bu ülkeyi ne diye harabeye çevirdikleri sorusuna karşı aynı gerekçeler, uyduruk meÅŸruiyetler üretip küresel düzeyde yaygınlaÅŸtırıyorlar. Bilinç altına ÅŸunları zerkediyorlar: “Batı Afganistan’ı iÅŸgal etti, binlerce sivil öldürdü, ülkeyi harabeye çevirdi, beÅŸeri ve tabii coÄŸrafyasını çökertti ama kadınları kurtarmak istiyordu. Misyonu henüz tamamlanmış deÄŸil. Taliban geldi, kamalarla insanlar kesilecek, kadın ve çocuklar köleleÅŸtirilecek? Ünlü oyuncu Angelina Jolie, “kadınlar için her ÅŸey güzel güzel gidiyorken”, Amerika’nın çekilmesine ateÅŸ püskürüyor, ülkesinin iÅŸgale son vermesinden utandığını söylüyor. Bu Hollywood yıldızı gibi yüzbinlerce Müslüman kadın ve erkek de, Taliban’dan ise ABD ve Batı’nın iÅŸgali tercih ettiklerini söylüyorlar. Ä°slamafobi histerisi kimi Müslümanlara geçmiÅŸ görünüyor. Bundan sonra Åžeriat düÅŸmanlığını ve Ä°slam korkusunu Ä°slam dünyası içinde birtakım gruplar yürütecek. (Akademik formasyonuna ve Ä°slami hassasiyetine çok deÄŸer verdiÄŸim bir köÅŸe yazarının kurduÄŸu ÅŸu cümle –ben yol kazası sonucu maksadı aÅŸan bir cümle kabul ettimse de- hakikaten çok yaralayıcı: “Afgan gençleri ve çocukları bakımından, zorbaların ve katillerin kendi vatandaÅŸları ve dindaÅŸları olmasının dışında, Tâliban cihatçılarıyla Rus iÅŸgalciler arasında ne fark var? Milyonlarca Iraklı, Suriyeli, Libyalı babalar, çocuklar, gençler de içerideki demokrasi ve insan onuru düÅŸmanları, dışarıdaki zalim iÅŸgalciler tarafından benzer vaadlerle öldürülmedi mi?” (Karar Gazetesi, 25 AÄŸustos 2021.)

Peki, oryantalizmin geriden beslediÄŸi Ä°slamkorkusunu artık kimi Müslümanların üstlendiÄŸi noktaya gelmiÅŸsek, ne yapmalı? Yazdıklarımdan Taliban’ı yücelttiÄŸim, takip ettiÄŸi politikaları tümüyle tasvip ettiÄŸim anlamı çıkarılmamalı. Taliban doÄŸru kriterler kullanılarak adil bir eleÅŸtiriyi hak ediyor. Sonraki yazımızın konusu bu olsun.

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

Ali  BULAÇ Ali BULAÇ h24habrgmail.com Tüm Yazıları

BENZER HABERLER