NEDEN HZ. ALÄ°'YÄ° BU KADAR SEVÄ°YORSUN?

H24/ Ehlibeyt

Fransız filozof Roger Garaudy diyor ki: MeÅŸhur Sorbon Üniversitesinde ders veriyordum. Bir gün kız öÄŸrencilerimden birisi beni yolda durdurarak ÅŸöyle dedi: “Ben büyük bir hayranlıkla kitaplarınızı, makalelerinizi okudum ve söyleÅŸilerinize katıldım.

Sizin yazdıklarınızda ve söyleÅŸilerinizde çokça bahsettiÄŸiniz bir müslüman adam var, adı ‘Ali’. Bu benim ilgimi çok çekti. Kimdir bu Ali? Ve sizde niye bu kadar büyük bir hayranlık uyandırmış?” Dedim ki: “O, Ä°slam Peygamberi’nin amcaoÄŸlu, kızının kocası, Ä°slam ordusunun komutanıdır. Müslümanların arasında Peygamber’den sonra gelir, faziletleri ise saymakla bitmez..

Onu sana daha iyi tanıtabilmek için birkaç soru sormak isterim.” Kız öÄŸrenci, “Tabii, buyrun” dedi. “Karşıdan karşıya geçmek isterken hızla gelen bir araba sana çarpsa.. Sana ne olur?” dedim. Kız dedi ki: “Ya hemen ölürüm ya da ÅŸuurumu kaybeder bayılırım.” “Peki dördüncü kattan düÅŸersen sana ne olur?”

Kız dedi ki: “Aynı cevabı verebilirim. Ya o anda ölürüm, ya da her yerim kırık bir ÅŸekilde ÅŸuurum kayıp bayılırım!”

Dedim ki: “Halbuki bu adam (Hz. Ali) secdede durduÄŸu bir anda namaz kılarken başına bir kılıç darbesi almış ve yara kafatası boÅŸluÄŸuna, yani beyne ulaÅŸmış ve iki gözünün ortasına kadar inmiÅŸ. Böyle ÅŸiddetli bir darbe alan kiÅŸinin akıbeti hakkında ne beklersiniz?” Kız öÄŸrenci: “Kesinlikle anında ölür veya ölmezse bile bilincini kaybederek komaya girer.” Dedim ki: “Ama ölmedi. Bilinci ise eksiksiz bir ÅŸekilde yerindeydi.

Darbe beynin en alt kısmına kadar ulaÅŸmış parçalamıştı. Buna raÄŸmen bir gün boyunca hayatta kaldı ve oÄŸluna geleceÄŸe ışık tutacak nasihatte de bulundu.

OÄŸlu Hz Hasan'a verdiÄŸi hikmet ve marifet dolu vasiyet insanlık tarihine ışık tutacak niteliktedir. O, oÄŸlu Hz. Hasan’ı yanına çağırarak, yakalanan katil Ä°bn-i Mülcem için, “Bunun yemeÄŸini yedirip istirahatini de temin edin. Asla haddi tecavüz etmeyin.

Zira Allah haddi tecavüz edenleri sevmez.” der.

OÄŸlu Hasan'a tavsiye ederken ÅŸöyle devam eder:

“Ey Hasan oÄŸlum! Esirine karşı merhametli ol! Ona iyi davran, ÅŸefkatle yaklaÅŸ. Senin üzerinde olan hakkım adına söylüyorum. Ona, yediÄŸinizden yedirin, içtiÄŸinizden içirin.

Sakın onun ellerini baÄŸlamayın veya ayaklarına zincir vurmayın. Ben ölecek olursam ona sadece bir darbe ile vurup öldürün.

Onu sakın ateÅŸte yakmayın ve iÅŸkence etmeyin! Vallahi deden Rasulullah’tan duydum, ÅŸöyle buyurdu: “Ä°ÅŸkenceden sakının! hatta kuduz bir köpeÄŸe bile iÅŸkence etmeyin!” EÄŸer ben ölmez yaÅŸarsam onu affetmekte evlâyım. Ona ne yapacağımı ben bilirim. Size takvaya sarılmanızı tavsiye ediyorum. Dünya size yönelse de siz ona gülümsemeyin.

Dünyanın zevklerinden kaybettiklerinize üzülmeyin ve doÄŸruyu konuÅŸun, yetimlerin hakkını gözetin. Zalimin düÅŸmanı, mazlumun yardımcısı olun.” Ben vasiyetin sonuna geldiÄŸimde kız öÄŸrencinin gözyaÅŸlarına hakim olamadığını gördüm.

O benim Hz. Ali'ye niye bu denli hayranlık beslediÄŸimi, sevdiÄŸimi anlamıştı. Ona dedim ki; “Bu anlattıklarım ölüm saatinde geçen bir kesitten ibaret sadece.

Onun bilgeliÄŸini, faziletini, mucizelerini, takvasını hakkıyla anlatmaya kalksak sanırım ömrümüz yetmez.” Tercüme: Murtada ÇekmecelioÄŸlu

• Hazreti-ali