MÜSLÜMANCA DİRENMEK

H24 | Adil AVAZ'ın  Kaleminden

 Hak'ın mücadelesi, gerektiğinde bir çoban, bir simitçi ile yapılır. Gerektiğinde çocuklarla, yaşlılılarla, kadınlarla, erkeklerle, işçilerle yapılır. Akademik onay /diploma, güç/ünvan, meşrep/mezhep şartına ihtiyaç duymadan yapılır, yapılmalıdır. İl

Yeterki niyet, hak'kın üstünlüğü/egemenliği olsun. Çıkmazlar, fertlerin, özgün anlayışlarını/düşüncelerini, Allahın hükümlerinden soyutlayarak, hak telaki etmelerinden şekilleniyor.

Günümüz beşeri üstünlük yarışlarının, insanlığa zulümden başka birşey getirmediği aşikardır. Sadece mutlu azınlıkların bayraktarlığını yaparak, dünya ve içindekilerinin geleceğine katkıda bulunma sanısı, psikolojik ve kompleksli tedavi edilesice vakalardandır.

Karekterlerimize, aidiyet değil; var oluş kimliklerimizi öğretmek zorundayız. Bunun da değer ölçüsü bellidir. Söz konusu haksızlık babanızdan dahi olursa, tavır koyma karekterinin öğreticisdir var oluş kimliği.

Hak ve adalet, bütün varlığın ortak değer ve dengesidir. Bu denge bozulursa; "halife", "yeryüzünde kan dökücü, fitne çıkarıcı" kimliğine yeniden bürünür.

Zulüm ile inkişaf olan toplumlarda, direnenlerin dışında, suskunlar dahil hiç kimse masum değildir. Yaşamın her anı anlamlıyken, ihtiraslar sebebi ile bu anlamı ötelemek veya saptırmak, ağır bedelli, hayatın talihsiz eylemlerindendir.

Takva, arap kıyafetleri, sakal, zikirmatiksel okumalar vs değil; hakkı üstün tutmada direnmektir.

İslam hiç bir düzenin, özellikle de ırkın/ırkçılığın payandası değildir.

Netice olarak hak ve adalet ölçüsü kimsenin keyfiyetine bırakılmamıştır.

Uyulması, desteklenmesi, mücadele edilmesi gereken İslamın en önemli şartlarındandır. Bu ölçüyü Amerikanın kızılderililerinden, Avustralyanın aborjinlerine, Afrikanın en ücra köşelerine kadar götürmek, dillendirmek mecburiyeti söz konusudur.

• islam
• Müslümanca-Direnmek
• Direniş-cephesi