KÜRESEL EMPERYALİZMİN KORKUTMA SENARYOLARI!
MAKALE 》Mehmet Necip YAVUZER
Özlü Söz: Anla artık… Öğren artık… Araştır artık… Göster artık… Bil artık… Yap artık… Sen anlamadıkça, öğrenmedikçe, bilmedikçe, kavuşmadıkça kurtuluş bekleme… Uyan Müslüman uyan… Müslüman uyan, uyan…
ŞEYHMUS DURGUN
_______ 0 ________
Biz Müslümanlar olarak ne kadar okusak ve okuduklarımızı da ne kadar anlasak bunları hayata geçirmediğimiz müddetçe söylenenler hep teoride kalır. Sosyalistler “Teorideki yazılanları mutlaka pratiğe dönüştürmemiz gerekir.” Diyerek bir gerçeği dile getirirlerdi ama onlar da ne yazık ki kapitalizmin pençeleri altında kendilerini kurtaramadılar…
Bugün dünyada en iyi konuşan ve en güzel vaaz ve konferanslarla halkı iyi bir şekilde motive eden Müslüman hatip ve âlimlerdir. Ama gerçeğe baktığımızda ise sosyal hayata ve sokaklara hâkim olan âlim ve hatiplerin eleştiri yağmuruna tuttuklarıdır…
Batı emperyalizmi Müslümanların dünyasına müdahil olduğu günden beri Müslümanlar bütün değerlerini batının penceresinden bakarak yorumlayıp kitlelere sunuyor. Hayata tatbiki düşünülen bütün çözüm yolları batının düşünce ve arzusuna göre düzenleniyor. Müslümanlar istedikleri kadar batı düşüncesini ve uygulamasını eleştirsin ve çözümün İslam’da olduğunu söylesin gerçek değişmiyor çünkü üretilen nefisin gıdaları ve dünyaya bağlanma arzusu Müslümanları sadece öten bir kimlikten öteye götürememiştir. Geçmiş âlim, mütefekkir ve araştırmacıların elinde bulunamayan kaynak eser ve imkânlar bugün Müslümanları elinin altında ama hâkim olan batıl güçlerdir. Müslümanlar İslami kavram ve meseleleri anlamada ve insanları yetiştirmede bir eksiği var oda İslam’ın dava şuurunu özümlememe ve Allah’ı gereği üzere takdir edip tanımamadır…
Dini anlamada şirk ile birlikte bir anlayışın yaygın oluşu Müslümanları ne yazık ki kavramları öz manası ile değil de içinde bulunduğu akli sistemin müsaade ettiği ve yönlendirdiği kadarıyla özümleyip hayatına geçiriyor. Müslümanların bu hale gelişi Allahın uyarılarına ve düşmanlarını tanımama gafletinin sonucu olmuştur. Allah, Kuranın Maide Suresi 82. Ayetinde “İman edenlere düşmanlıkta en ileri olanlar Yahudiler ve müşriklerdir” uyarısını ciddiye almamakla bu hale gelmesi yanlış ve eksik bir din anlayışı ile birlikte batı tipi eğitim ve hayat tarzına kendilerini kaptırmaları sonucunda olmuştur…
Müslümanların gerilemesi ve siyaset sahnesinden inişleri ile birlikte büyük bir kayba uğramaları sonucunda ne yazık ki emperyalist bir aşamaya gelen Yahudi ve Hıristiyan ittifakının hegemonyası altına girerek asli vazifesinden uzaklaşarak bugünkü konuma gelmiştir. Askeri güç ve silahta büyük atılım gösteren batının emperyalist güçleri dini anlamda İslam’ın onlara engel olacağı korkusuyla Müslümanları hem etnik kimlikli sistemlere ayırmış hem de İslami bilinç ve aktiviteden uzaklaştırma ameliyesi ile bugünkü tabloyu oluşturmuştur…
İslam coğrafyasında istediği gibi oyun kurup kendi dinsel anlayışına göre adım atan Hıristiyan âlemi bu anlayışını Yahudi öğretiye kapılarını açması sonucu ulaşarak bugün Kuranın Maide Suresinin 51. Ayetinde “Yahudi ve Hıristiyanlar birbirlerin velileridirler…” beyanını Müslümanların tedbir almamalarının neticesinde ortaya çıkmıştır…
Avrupa’da Reform ve Rönesans dönemine kadar Hıristiyanlar özellikle Katolikler Yahudileri asla sevmez ve içlerine almazlardı. Oysa Kuranda bize Yahudi ve Hıristiyanların birbirlerinin velileri oldukları ve dostluklarından söz edilmesi mevcut durumla çelişiyordu. Hıristiyanlar Hz. İsa’nın katilleri olarak Yahudileri suçlaması aralarına düşmanlık çıkmasına yol açmıştı. Oysa Kuran bize aksini söylüyordu… Allah en doğruyu bize bildirmiştir ve bundan asla şüphemiz yoktur…
İşte, Reform ve Rönesans döneminde ortaya iki mason papazın çıkarak yeni bir mezhep ortaya koymaları tarihi seyri değiştirdi… Ortaya atılan bu mezhep Protestanlık mezhebiydi… Bu mezhebin iç öğretisi Yahudilik dış ise Hıristiyanlıktı…
İşte, bu mezheple bir anda Yahudiler Allahın seçkin kulları olarak direkt cennete gidecek anmayışı ile birlikte onlara yardım eden Hıristiyanlar da onların hatırına af edilip cennete alınacakları anlayışı temel akidevi bir anlayış oldu. Ve bu anlayış bugün küresel bir güç haline gelerek dünyayı tek başına yönetmeye kalkan bir güç haline gelmesi bu mezhebi kuruluşun eseridir…
Bugün dünyayı kasıp kavuran korona virüsü ile yeni bir düzeni dikte etmek için hareket eden Yahudi ve Hıristiyan ittifakının emeli Allahın en seçkin kulları olana Yahudilerin emelini gerçekleştirmek için dünya halklarına dayattıkları bu küresel kaosu bu meyanda anlayıp buna karşı nasıl bir tedbir ve hareket mekanizması ortaya koyulması gerektiği konusunda acil anlamda Müslümanların birlikteliği hayata geçirilmelidir…
Biyolojik silahların üretilip savaş yapılmadan devletlerin ekonomilerini çöktürmek ve insanlarını evlerine hapsetmek gibi bir oluşumun öyle bir anda kendiliğinden ortaya çıkmadığını anlamak lazım… Yapılması gereken en acil hareket Müslümanların birliği için sorumlu her önder kişilerin tabandan dayatıcı bir hareketin başlaması ve Allahın emrettiği şekilde bir hareket tarzının acilen kurulması… Bu öyle basite alınacak bir çağrı değildir…
Allah'ın kalpleri bir anda çevirmesi ve Müslümanların bu konuda ilk adımlarını atmasının ardından Allahın yardımı mutlaka gelecektir…
Allah'ın yardımının gelmesi için Müslümanların ilk adımı atması duasıyla…
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
