Kudüs Günü Derken

H24/Makale/Ahmet ÖRS

Ramazan ayının son cuması Dünya Kudüs Günü…

Kudüs, üzerinde çok fazla spekülasyon üretilen bir sembol hâline getirildi. Kur’an’da karşılığı olmayan birtakım hâdiseler, dinlerine hurafe yerleÅŸtirmekte pek mâhir gelenek ve anlayışlar tarafından alabildiÄŸine kullanıldı. ÇoÄŸu nesneye kutsallık libası giydirmeye meraklı eÄŸilimler pek çok dimağı bu sûretle maalesef uyuÅŸturmuÅŸ oldu.

Ä°slam coÄŸrafyası diye tabir olunan memleketlerdeki yönetimler de Kudüs’ün simgesel karşılıklarını alabildiÄŸine yaÄŸmaladılar ya da çarpıttılar. Tümüyle kendi ikballeri için operasyona tabi tuttukları Kudüs imgesi yine geniÅŸ kitleler nezdinde iktidarların varlık ve güçlerini tahkim eden bir pekiÅŸtireç olmaktan öteye gidemedi.

Dünya Müslümanlarının zihinleri ulus devlet formuyla meflûç önemli bir kısmı bu formu Kudüs’e, Filistin’e taşımakta bir beis görmedi. Bunu düÅŸünüp sorgulamadılar bile! Elbette, iyi bir ÅŸey yaptıklarına inanıyorlardı ancak ürettikleri çerçevenin Ä°slam ümmetinin ufkuna kalın bir perde indirdiÄŸini fark edemediler. Böyle bir bilinç az evvel bahsettiÄŸimiz formlar tarafından zaten kötürümleÅŸtirilmiÅŸti. Ne diyelim, “BaÅŸkenti Kudüs” olan bir “Filistin devleti”nden bahseden bu söylemi, daha kendi yerelini kapitalist-emperyalist salvolardan koruyamayan dillendiricileriyle birlikte Wael Hallaq’a havale etmeli!

“Kudüs Günü” at başı yürüyen bu sahte kutsallık hâleleriyle ulus devlet çapsızlıklarının ötesinde, Siyonizm kılıklı emperyalizmi teÅŸhis eden, dolayısıyla sadece Ä°slam halklarının deÄŸil bütün bir yeryüzünü, insanlığı özgürlüÄŸüne kavuÅŸturmayı imleyen ve insanlığa baÅŸka dünyaları öneren geniÅŸ bir anlam alanına sahiptir.

Bu anlam alanı bugün alabildiÄŸine karartılmıştır. OrtadoÄŸu’da son yıllarda yoÄŸunlaÅŸan dış müdahale ve içerde yükselen fitne-fesat iklimi “Kudüs Günü”nün iÅŸaret ettiÄŸi anlamları belirsizleÅŸtirmiÅŸtir. Hâlbuki maruz kalınan bu karanlık, fitne-fesat iklimi “Kudüs Günü”nün iÅŸaret ettiÄŸi çerçeveyi daha bir aranılır kılmalıydı. Ancak, andığımız ya da anmadığımız birçok sebeple ufuksuzluk kötürümlüÄŸüne dûçâr olmuÅŸ Müslümanlardan bunu beklemek ÅŸimdilik çok zor.

Ä°srail’in emperyalizm tarafından bir koçbaşı olarak OrtadoÄŸu’da ikame edilmesi dünya düzeninin iÅŸleyiÅŸi hakkında herkese açık fikirler vermelidir. ÇoÄŸu yerde bilinçli ya da bilinçsizce kullanılan “Ä°srail-Filistin” meselesi gibi ifadeler bilinçlerin ulus-devlet formuna hapsedilmesinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Hâkezâ “Kudüs’ün baÅŸkentliÄŸi” vurgusu da öyle…

Åžu açık bir hakikattir ki Kudüs’ün özgürleÅŸtirilmesi Siyonizm’in maÄŸlubiyeti olacaktır. Siyonizm’in yenilmesi ise küresel emperyalizmin yenilmesi demektir. Küresel emperyalizmin yenilmesi dünya halklarının baÅŸka bir geleceÄŸe doÄŸru özgürleÅŸmesi demektir. Peki; bu, bir çırpıda orta yere koyduÄŸumuz sıralama o kadar kolay gerçekleÅŸebilecek midir? DeÄŸildir elbette! Bu sıralama, birbirine sıkı sıkıya baÄŸlı çoklu aÅŸamaları gerekli kılar. Kudüs’e ilerleyen yol ve aÅŸamaları bu zaviyeden ele almalıdır.

Bugün Kudüs’te, Gazze’de, iÅŸgal altındaki topraklarda taÅŸ atan, zeytin aÄŸacı diken her bir iradenin karşısında bütün bir emperyalist blok vardır. TaÅŸ atıp zeytin aÄŸacı diken irade bu bloÄŸa karşı direnirken dünya Müslümanlarının bu mücadeleye dönük fiili ve zihinsel takviyelerin nitelikleri hakkında lâyıkıyla düÅŸünme sorumlukları vardır.

Siyonizm kılıklı emperyalist kuÅŸatma sadece Kudüs/Filistin mıntıkasını hedef almaz elbette. Orayı ileri bir karakol/mevzi olarak tasarlamıştır, o mevziden bütün bir OrtadoÄŸu’ya, onun da ötesine vaziyet etmek ister. Bütün dünya halklarına korku salmak, bu yolla küresel tahakkümünü derinleÅŸtirmek ister. O zaman emperyalizmi besleyen bütün zemin ve kanalları yeryüzünün her bir noktasında zayıflatmak, geriletmek Kudüs’ün özgürleÅŸmesi perspektifini hayata geçirmek olacaktır.

Emperyalizmle ya da onun gözettiÄŸi Siyonizm’le doÄŸrudan, arsızca iÅŸleyen baÄŸları kurup hayata geçiren iÅŸbirlikçi rejimleri ifÅŸa edip onlara karşı pozisyon almayanların “BaÅŸkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti” gibi kendi yaÅŸadıkları kısırlık ve sefaleti kurtuluÅŸ reçetesi olarak sunabilme zavallılığını alenen ve peÅŸin olarak mahkûm edip çıkar yolu onlara göstermek gerekiyor.

Bütün bir OrtadoÄŸu ABD-NATO üsleriyle doluyken, Ä°slam ülkelerindeki rejimlerle Ä°srail’in iliÅŸki kurma hamleleri ardı ardına gelirken bu söylemlerin bir karşılığının olmadığı ve emperyalist-Siyonist hatla yerelden baÅŸlayan bir hesaplaÅŸmanın hayata geçirilmesi, bu hattın köklerinin, hayat damarlarının hemen bulunduÄŸumuz noktada kurutulması gerektiÄŸi vurgulanmalıdır.

KurtuluÅŸun köklü ve büyük paradigmatik deÄŸiÅŸimlerle mümkün olabileceÄŸi, bütün coÄŸrafyaların ilmek ilmek birbirine ve tabiatıyla da Kudüs’e baÄŸlı olduÄŸu böylece açığa çıkmış bulunuyor. Ä°slam halklarının çırpınıp durduÄŸu siyasal, düÅŸünsel sefalet kurutulmadıkça “baÅŸkenti Kudüs olan Filistin devleti” gibi ulus devlet formlarını kutsayan ve çözüm gibi sunan kısırlık; bomba ve füzelerle heyecanlanan hamaset kimseyi bir yere ulaÅŸtırmayacaktır, ÅŸimdiye kadar ulaÅŸtırmadı da!

Utanç verici mezhepçi, bölgeci, kavmiyetçi hastalıkların pençesinde kıvranan, entelektüel periÅŸanlık ve stratejik ufuksuzluk çölünde yolunu ÅŸaşıran Ä°slam halklarının/temsilcilerinin “Kudüs Günü”nün ufuklarını idrak edebilme imkânları yoktur. DireniÅŸin topyekûn ve hayatın bütün kılcallarına nüfûz etmesi gereken mahiyeti atlandıkça süreç yeni sapmaları beraberinde getirecek, Siyonist iÅŸgal altında zeytin aÄŸacı dikerek ve sayısız kere yıkılan evinin tuÄŸlalarından yine, yeni bir yuva inÅŸa etmeye çalışanların direniÅŸleri bütün çevresel hamasetlere raÄŸmen yalnızlaÅŸtırılacaktır.

Kaynak/yenipencere 

• kudüs-Günü-komutanı
• DÃœNYA-KUDÃœS-GÃœNÃœ
• Imam-humeyni