Kadın olmak Nedir?

H24/ Makale / Nevin GÜLCEBİ

Kızlarımız daha on beşine basmadan zorla gelin edildi bu diyarlarda? Ne okumaktan haberi vardı, nede çocukluğundan! Çocuk olmamıştır ki hiç! Kendi dünyasında hayal kurmasına bile izin verilmemiştir. Bir gün bir bakmıştır ki! Gelenekler ve töreler yüzünden üç beş kuruşa, başlık parasına satılmıştır. Ve bitmiştir kuramadığı hayalleri ve umutları.

Kabullenmekten başka şansı kalmamıştır o berbat hayatı, çünkü o daha küçücük bir çocuktur!

Kız çocuğumuz biraz büyüdüğünde ya kısır olduğu için, ya da başka gereksiz gerekçeler yüzünden, üzerine bir kuma getirilir ve hayat onun için çıkılmaz bir hal almıştır.

Boşanma hakkına sahip değildir kadın. Başka bir hayatı seçme şansı yoktur.

Ya ölmektir sonu, Ya da ölmek! Kadın bir toplumun anasıdır namusudur.

Ona kalkan eller anaya, bacıya kalkmış demektir.

Bir milletin barışı da savaşı da onların ellerinde şekillenmektedir.

Tarihe baktığımız zaman kazandığımız bütün savaşların temelinde onları görmekteyiz. Ona kalkan ellerin sahibi insanlık vasfından uzaklaşmış demektir.

Şiddet sadece zor kullanmak, dayak, baskı demek değildir. Onları okulsuz, eğitimsiz, güçsüz ve muhtaç bırakmakta bir şiddettir. Onları savunmasız halde bırakanlar şiddete davetiye çıkarmış olmaktadırlar. Bunlar önlenmelidir.

Kadını reklâm malzemesi yapanlar, onun bedenini pazarlayanlar da kadına şiddet uygulamış olmuyorlar mı? Onları cinsel meta olarak görüp pazar oluşturanlar, onurlarını ayaklar altına alarak sermaye yapanlar, televizyon programlarına reyting malzemesi yapanlar?

Bunlardan da söz edilmeli değil mi? Dünyada kadın olmak... Savaşta kadın olmak…

Ailede…

Evlilikte…

İnancın yaşamasın da…

Kadın olmak Nedir?

Bu narin varlıkların omuzundaki bu koca yük…

Hep artan hiç eksilmeyen ezici yük…

Kim belirler onların yükünü yerini Seçimlerini…

Susmalıdır…

Affetmelidir…

Alttan almalıdır…

Utanmalıdır…

Çok bilmemelidir…

Görevlerini mükemmel yapmalıdır…

Kusur olmamalıdır…

Her şeye rağmen gülmelidir gülümsemelidir…

Asık suratlı olmamalıdır…

Diyen böyle düşünen anne babaların olması, böyle düşünen çapsız, bilgisiz, yobaz din sömürücülerinin hala var olmasından ve adam yerine konmasından ileri gelmektedir.

Kendisinin haram dediği şeyin en hasını evinde bulunduran ve bu durumu gördüğü halde hala onu adam yerine koyan koyun sürüleri oldukça bu durum değişmez.

Bu düşünce sahipleri kendileri altmış yaşında iken on üç yaşındaki körpe kızlarla evlenmeyi doğal görürler, ve böyle düşünenler on üç yaşındaki körpecik kızını altmış yaşındaki bunak yobaza zorla verirken içleri titremez, utanmazlar, birde utanmadan bunu Allah rızası adına vs. yaptıklarını söylerler...

Bakar mısınız, kumarda kaybeden koca evde hırsını eşinden çıkarıyor. Zıbarıncaya kadar alkol alıp sarhoş olan koca eşini dövüyor. Çocuklarına dünyayı dar ediyor. Okulda şiddet gösteren çocukların ailelerine incelediğinizde, büyük çoğunluğunun evde babasının annesine karşı şiddet uyguladığı aile çocukları olduklarını görürsünüz.

Düşünürlerden biri; "Bir babanın çocuğuna vereceği en güzel hediye onun annesini mutlu etmektir" diyor. Aile içerisinde kadın mutsuz ise, yaşadığımız toplumun mutluluğundan da söz edilemez. Bugün geldiğimiz noktayı bu açıdan da değerlendirmek gerekmez mi?

Çapkınlık adı altında namussuzluk yapan kocaların bu durumunu kendi eşlerine karşı şiddet olarak görmeyecek miyiz?

Metres hayatı yaşayan, evlilik dışı, nikâhsız çocuklar kazananların durumlarını şiddet olayında göz ardı mı edeceğiz?

Bu olayın aileye nasıl yansıdığını bilmek hiçte zor değildir.

Kimisi namus adına kimisi…

Kimisi Rejim adına…

Kimisi parasızlıktan...

Kimisi de zengin talip uğruna…

Yitip giden kızlarımız kadınlarımız…

Yani sözün kısası Her ideolojik körlüğün saçma sebeplerin de; Akan gözyaşları ve eğitimden yoksun kızlar; yarının çilekeş kadınlarına katılıyor. Kadınlar bir binanın kolonu iken, onu kıranlar, kesenler öldürenler bitince kutlayalım bu günü. BUNA DUR DİYECEK KADINLARA VE KADIN DOSTU ERKEKLERE SELAM OLSUN…

• kadınlar
• Deprem-siddeti
• namus
• kızlar-ne-soruyor
• aile-danışmanı
• anne