İNSANLAR ÖLÜYOR İNSANLIK ÖLMESİN !

H24/ Makale/Gülnaz KAYNAK 

Bizi sıcak tutan giysi ve ortamdan, karnı tok olmaktan ,rahat yattığımız yatağımızdan utanır olduğumuz günler yaşıyoruz……

Sözlerin bittiği, vicdanların sızladığı , gözyaşlarının dinmediği, gündüzü aç, susuz , yorgun, üşüyerek ama birilerine can suyu olabilmek için azimle çalışan bildiğimiz bilmediğimiz nice yiğit canlar ……

Yakınlarının umudu olmak için hayat mücadelesi veren, Soğuk gecelere şahit, geçen her saniyede ölümün kol gezdiği , Ölüm sessizliğinin ne demek olduğunu çok acı bir gerçekle tecrübe edinmiş, böylesi bir şahitliğe kimsenin evet demeyeceği felaketi iliklerine kadar yaşamış ve hala yaşamakta olan kardeşlerimiz var……

Bu yaşanılan günler unutulmayacak ancak geçmişte kalacak, Ders çıkarılması ise her zamanki temennimiz. Umarım bu sefer cidden bu yaşanılanlardan ders çıkartılır.

Hiç şüphesiz bu fani hayat bir gün son bulacak. Ne zaman ve nasıl olacağını bilmiyoruz. Kimimiz daha önce kimimiz daha sonra , bir sebeple bir şekilde göçeceğiz bu dünyadan.. İşte buradaki ince çizgi zaman, mekan ve ne şekilde öleceğimiz belli değil buna biz karar veremiyoruz fakat nasıl bir insan olarak öleceğimiz bizim elimizde Alan daraltması yaparak gelin birlikte küçük bir değerlendirme yapalım ve insan doğmak -insan olmak -insanlık kavramları arasındaki ilişkiye ışık tutalım.

2023 Deprem öncesi ; Yaşanılan 17 Ağustos 1999 Marmara depremi sonrası Resmi rakamlara göre 133.683 binanın yıkıldığını 17.480 insanın hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu süreçte tedbirlerin yetersizliğinden ,binaların deprem yönetmeliklerine uygun inşaa edilmediğinden bu yüzden bu kadar ağır hasar ve kayıp meydana geldiğinden bahsedilmiş yine nice ocaklar sönmüş yürekler yanmıştı. Sonrasında inşaatlardan örnekler alındı.

600 civarında açılan çok sayıda davada hiç bir bürokrat yada müteahhite caydırıcı yaptırımlar uygulanmadığı, ceza adaleti sisteminin kötü bir sınav verdiği konunun uzmanları tarafından defalarca dile getirilmişti. Toprağın gevşek veya kaygan zeminlerin oluşturduğu bölgeler yerleşime açılmamalıdır, ifadeleri yine buraları yerleşime açanlara bilgi olarak sunulmuş kimse üzerine alınmamış yıkılanın yerine aynı zemine binalar dikilmeye devam edilmişti. O günün vicdanı rahat, vurdumduymaz sözümona , insanlıktan nasibini almamış müteahhit ve bürokratları hiçbir yaptırım uygulanmadığından yeni yapılara kim bilir nerede ve kimlerle devam ettiler.

Gönderilen yardımlardan depremzede olmadığı halde eşyasını, kıyafetini yenileyen insanlık dışı hallerden, yağmalamaların artık ölmüş insanların kollarını keserek bileziklerini almaya kadar uzanan insanlık kavramının hiç uğramadığı beyinlere sahip mezar soyucuların kol gezdiği dönemlere şahit olmuştuk.  2023 Deprem sonrasında bugün; Ümitlerin her geçen saniye tükendiği acı manzaralara şahitlik ettiğimiz gün….

Sahada canla başla tüm olumsuz koşullara rağmen memleketimizin dirayetli kendine de yetmesini bilen yurdum insanı, Afad, Akut, Mehmetçik, Umke, Stk’lar ellerinden geleni yapmakta Sen , ben yok biz var dediğimiz sorup sorgulamanın şu aşamada kimseye bir faydasının olmadığı, hesaplaşmanın ertelendiği gün ve saatler yaşıyoruz …

Bugünün görünen yüzü ise ; İnsanların acısından önce kendi ideolojilerinin peşine düşmüş zihniyet ile Dezenformasyonun kol gezdiği,maalesef ve maalesef inşaat ekipmanlarının yetersiz kalması ekipmanları kullanabilecek yeterliliğe sahip kişilerin bulunmasındaki zorluklar ve gecikmeler …..

Yapılan yardımların dengesiz ve kontrolsüz dağılımı, yığılmaların olmasından dolayı ulaşımn zorlukları ,aslolan ihtiyaçların karşılanamaması ( ısıtıcı , tuvalet, baz istasyonları , Elektrik …..) Yardım adı altında takma kirpik, yazlık dantelli gecelik ,parmak arası terlik, makyaj malzemesi , gece elbisesi ,topuklu ayakkabı…vs bu gönderilenlere bakınca insanlığımızdan utandıran vicdan, merhamet,haya,edepten nasibini almamış zavallı mahluklarla aynı dünyda yaşadığımızı tekrar hatırladığımız gün …..

Kendi giyinmediği, yırtık, yıpranmış ayakkabı ve kıyafet gönderen bununlada hayır yaptığını zanneden mahlukların varlıklarını haberdar ettikleri günler Afeti fırsat bilip insanların can verdiği yerde market yağmalayıp televizyon, çamaşır makinesi, masa, sandalye çalan değil ölümün nashat olması nice ölümün nasihat olmadığı şeytanlaşmış kalplere şahit olduğumuz günler……

Bu olumsuzluklara rağmen hamdolsun ki memleketimin insanlıkta örnek ve önder nice vicdanlı , merhamet menbaı, özveri ile çalışan, uyku nedir bilmeden, gözü yaşlı, dili dualı, kalbi cilalı kahramanları da var. Eleştireceğiz suçlular, sorumlular hesap vermeli.

Tabiki soracağız yine neden 99 depreminden ders alınmadı ?

Neden bu zemine bu binalar dikildi?

İzni kim verdi ?

Kim imara açtı ?

Onay verilen bu binalar nasıl kağıt gibi yığıldı?

Kimse sorumlular bulunmalı ve gereken ibret olacak şekilde yapılmalı.Hepimizin temennisi eminim ki artık yanlışlar tekrar etmesin, Belki gücümüz yetmez sistemdeki yanlışları düzeltmeye ancak yazdıklarımda dikkatinizi özellikle insanlık üzerine çekmek istedim.

Sistemi, düzeni eleştirebiliriz ama öncelikle insanlığı eleştirirsek daha çabuk ilerleyebiliriz. İnsan olmak bizim en büyük sorumluluğumuz. Depremle, insanların acılarıyla alay ederek canlı bağlantı yapan zihniyeti dünyaya getiren anne baba zamanında eleştirilseydi mesela yada o anne baba biz nerde hata yaptık deseydi….

Yapı malzemesinden çalarak daha çok kazanmak adına işler yapan müteahhit ailesi tarafından eleştirilseydi haram lokma geçmeseydi boğazlarından Kul hakkı, insan hayatının kıymeti çocukluktan itibaren öğretilip sonrada zenginliği sorgulansaydı aile dediği insanlar tarafından gözetilseydi imar müdürü olan vatandaş…………..say say bitmez dostlar!

Herşey insan için, İmtihan dünyasındayız. İnsanın imtihanıdır deyip yaşıyoruz . Bugün daha net görüyor ve yaşıyoruz ki insan olarak geldiğimiz şu dünyada İnsan kalabilmenin mücadelesini veriyoruz. İnsanlar ölüyor insanlık ölmesin !

Kalbimiz buruk, dilimiz tutuk ,bağrımız yanık dostlar Allahtan vefat edenlere rahmet , yaralılarımıza acil şifalar diliyorum vesselam

• deprem
• İnsanlık-Meriç-Sıratında
• Sosyolog-Gülnaz-KAYNAK-H24-Haber’de