İdealsizlik...

H24/ Adil AVAZ

Aykırılık, belki de toplumun alışılagelmiş öğretilerine marjinal bir isyandır. Doğruluğu izafidir. Çoğunluğun hakkı temsil etme manasına gelmediği gibi; azınlığın duruşu da "yanlıştır" anlamına gelmez.

Şahit olduğumuz zaman diliminde, dünyamızda çoğunluğun desteğiyle egemenlik koltuğunda oturanların hakkı temsil etmedikleri bir hakikattir.

Haktan yana dem vuran bireylerin biraraya gelerek ürettikleri iktidarlar veya diğer erklerin, nasıl bir tanrısal despotizme evrildiğini hep beraber müşahade etmekteyiz.

Allahın hükümlerinin tanrıların hükümlerine devşirilmesinde, ziyana uğrayan tüm evrenle birlikte şüphesiz ki insandır. İnsanlık, kendi onurunu korumak yerine payanda olmayı tercihlerse; doğal olarak doğadaki üstünlük statüsünü kaybedip, zelil duruma düşmesi tesadüf değildir.

Müslümanlar, yaşam şekillerine ancak ve sadece bireysel ve kurumsal tabularını egemen kılmaktan öteye gidememişler. Kahramanların, şeyhlerin, gavsların, tarikatların, reislerin, akademisyenlerin, prof'ların cirit attığı bir toplumda; ahlaksız, onursuz, Allah'sız, sahtekar bir yaşam tarzı.

"Görsünler" diye şekilciliğe, "duysunlar" diye nutukçuluğa indirgenen bir din anlayışı.

Favori listelerinde, putları ve hükümlerini 1.sıraya yerleştiren çoğunluklar, ne yazık ki soyu tükenen insanlığın yegane sorumlularıdır.

Allah beyanının, "kadının beyanı" kadar bille kabul görmediği bir dünyaya şahitlik ediyoruz.

• kadının-beyanı-esastır
• Adil-Avaz