HOŞÇAKAL ANTİK KENT HOŞÇAKAL
Gözlerimi gezdirdim bedenimle
Tarih kokan antik sokaklarında
Ruhumu kaptırdım bedenimi korurken
Taş kaldırımlarında
Akıp kayıplara karışan bir akarsu misali
İnsan seline kaptırdım yüreğimi
O tarihi daracık geçitlerinde
Duvarları yorgun kaldırımları yaşlı
Tarihe direnmiş taşlar süslüyordu hayallerimi
Kim bilir kaçbin nesil akıp kayıplara karışmış
Bu taş kaldırımlarında sen zamana direnirken
Oysa ben de kim bilir kaç yüz önceki neslimin
Tarihini okumaya çalışıyordum o duvarlarında
Gündüz güneşinin artakalan sıcaklığı mıydı
Beni bu denli çeken yoksa O taş pencerelerden
Anadolu kokan Davetkar sıcak bakışların mıydı
Yada anane kokan lezzetlerin miydi
Baktıkça keyif, gezdikçe miskoku
Birgün koca yüreğimi bu koca antik kentte
Bırakıp gidecem belki Takas yaptığımı düşünüp,
Kaderinin seni terkettiği gibi
Bu antik kente teşekkürü
Borç bildim yüreğimi bırakıp da
En kısa zamanda kaderin bana bağışladığı
Başka bir antik kente buluşma umuduyla
Evet hoşçakal sevgili Antik kent hoşçakal
Kaderime bağışlanan güzellik, Başka bir antik kentte
Başka bir zaman diliminde
Reenkarne olmak umuduyla hoşçakal
Gökkuşağıyla kalın!...
Süleyman Alioğlu