VÄ°DEO GALERÄ°
FOTO GALERÄ°
KÃœNYE
FÄ°RMA REHBERÄ°
Ä°LAN REHBERÄ°
BÄ°ZE ULAÅžIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 09 August 2021 11:53:11

0 Yorum

Kez Okundu.

Hicret Kuş Uçmaz Kervan Geçmez Mıntıkalar İçin Yol Haritası

Hicret: KuÅŸ Uçmaz Kervan Geçmez Mıntıkalar Ä°çin Yol Haritası H24/Makale/ Ahmet ÖRS

 Hz. Ä°brahim’in kuÅŸ uçmaz, kervan geçmez bir noktada Rabbinin yönlendirmesiyle bir “ev” (Kur’an’da ‘beyt’ diye ifade olunur.) inÅŸa etmesinin anlam/lar/ı nedir?

O zaman Biz Mâbed’i/Evi insanların tekrar tekrar yöneleceÄŸi bir hedef ve bir kutsal sığınak yapmıştık: Öyleyse Ä°brahim için vaktiyle belirlenen yeri ibadet mahalli edinin. Nitekim Biz, Ä°brahim ve Ä°smail’e emrettik: “Mâbedimi/Evimi, onu tavaf edecekler için, onun yakınında tefekküre dalacaklar için ve rukû ve secde edecekler için temiz tutun.” (Bakara, 125)

Nemrut’un müesses nizamından çıkan Hz. Ä°brahim, baÅŸka bir noktada, yeni bir model inÅŸa etmeyi hedefler. Kendini ekonomik, siyasi, ahlakî, dinî birtakım kayıtlarla çevreyelen; ağır, mütehakkim bir yapı inÅŸa eden kurulu düzeni yıkmak/dönüÅŸtürmek mümkün olamadığında hicretin ikinci aÅŸaması kaçınılmaz oluyordu.

Egemen ÅŸirk ve zulüm düzenini reddederek gerçekleÅŸen birinci hicret bulunduÄŸu mekânsallıkta devrimi tamamlayamayınca baÅŸka bir mekâna sıçramak durumunda kalacaktır. Tarihî akış bu minvaldedir.

Nemrut’un egemenlik alanı ağır bir düÅŸünsel ve bürokratik geleneÄŸin, iÅŸleyiÅŸin kuÅŸatması altındadır. Halkın, geniÅŸ kitlelerin, mazlumların kıpırdayacak hâli yoktur. Orta sınıflar, göbeklerinden baÄŸlı oldukları sistemi aÅŸamayan bir ufuksuzluÄŸa mahkûm etmiÅŸlerdir kendilerini. Ali Åžeriatî’nin dördüncü zindanının tutsağıdırlar.

Bugün özellikle metropollere yığılmış, dijital takip aygıtlarıyla zincirlenmiÅŸ, merkezî bürokratik araç ve unsurlarla zihinsel ve fiilî kontrole tâbî kılınmış insanlar olarak Ä°brahim’in halkını çok iyi anlıyoruz. Büyük bir korku ve endiÅŸe hâli içerisinde, bütün hürriyetlerinden yoksun kitlelerin özgür tercihte bulunabilmelerinin imkânı kalmamıştır ama “Rabbi, Ä°brahim’i buyrukları ile sınadığında ve Ä°brahim de bunları yerine getirdiÄŸinde ona “Seni insanlara önder yapacağım!” demiÅŸti.” (Bakara, 124)

Kendi toplumsallığında, bulunduÄŸu ağır siyasal, dinî ve bürokratik baskılama mekânizmalarının ortasında dar bir alana hapsedilen Ä°brâhim, acaba insanlara nasıl önder olacaktı?

Daha önceki yazılarımızda tâÄŸutu reddedip sadece Âlemleri Rabbi Allah’a teslim olduklarını ilan edenlerin gerçekleÅŸtirdiÄŸi birinci hicret Mısır’da evler edinilerek, bağımsız farklı lokal alanlar oluÅŸturularak sürdürülmüÅŸ, Firavun rejiminin alt edilmesi için çalışılmıştı ancak Nemrut’un düzeni için anlattığımız vasıflar Firavun düzeni için de geçerli olduÄŸundan inkılâp nihayete eremeyince kitlesel kopuÅŸu gerekseyen ikinci hicret zorunlu hâle gelmiÅŸti. Ä°srailoÄŸullarını bir gece yarısı yanına alıp yola çıkan Musa Peygamber “medeniyet”in dışına doÄŸru bir yürüyüÅŸ baÅŸlatmıştı. Bu, dehÅŸetengiz bir karar ve eylemliliktir, sonuçları bakımından sarsıcı süreçleri tetikleme potansiyeline sahiptir.

Son Peygamber de arkadaÅŸlarıyla beraber, Nemrut ve Firavun düzenleri kadar olmasa da, Kâbe’nin varlığı nedeniyle onlardan daha meÅŸhur, dolayısıyla manevî/dinî baskısı daha güçlü kabul edilebilecek bir yapıyla benzer bir karşılaÅŸma yaÅŸamıştı.

Hareketin tıkandığı aÅŸamalarda Allah Resulü baÅŸka merkezler oluÅŸturmaya çalışmıştır. Siyasal açılım için bu zorunludur aksi taktirde hareketin kendini tekrar ederek yeni güç ve manevra imkânlarına ulaÅŸamama ve zamanla yok olup gitme tehlikesi vardır. HabeÅŸistan hicreti, Taif giriÅŸimi bu kâbil açılım stratejilerinin somut karşılıklarıydı. Gelin görün ki ilâhî bir tecelli ile bu merkezlere hicret mümkün olmamıştır; çünkü bu merkezler güçlü dinî, siyasî, bürokratik mekanizmalara sahiptiler, bu yönleriyle elbette Nemrut ve Firavun düzenleriyle benzeÅŸiyorlardı.

Yesrib’in (sonradan Medine) kabîle savaÅŸları, dinî grupların çekiÅŸmeleri ile süregiden yapısı merkezîlikten uzak bir görünüm arz etmekteydi. Hz. Peygamber ve arkadaÅŸları için belki de en önemli sıçrama mevzii ancak burası olabilirdi. Katı merkeziyetçiliÄŸin yokluÄŸu ve geleceÄŸin belirsizliÄŸinde, öncü Müslümanların çaÄŸrılarına uyan çok sayıda Yesribli, müslüman olarak Resul ve arkadaÅŸlarına ön açmışlardı.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Rabbimiz, Musa Peygamberin önderliÄŸinde Kızıldeniz’i aÅŸarak çok boyutlu merkezîlik çemberini kıran Ä°srailoÄŸullarına Firavun’un çekip aldığı bütün güzellikleri zaman içinde yeniden nasip etmiÅŸtir. (Åžuarâ, 59)

Ä°brâhim Peygamber, en baÅŸta da söylediÄŸimiz gibi, “kuÅŸ uçmaz, kervan geçmez” bir mıntıkada yeni bir modele kollarını sıvamıştır. Beyt/ev/mescid/mabed olarak vurgulanan çekirdek oluÅŸum insanlığın kurtuluÅŸu için nadide bir misal/cevher/öz olarak müthiÅŸ kıymetlidir. TaÄŸûtî düzenlerin tahakküm ve ağırlığından sıyrılmış, son derece sade, arı-duru bir söylemle harcı karılmıştır bu modelin. Tevhid inancı sahte tanrısallıkları redderek insanları aynı hat hizasına çeker. Güvence ve huzur temel teminattır. (Mescidin harem oluÅŸunun anlamları hakkındaki yazımıza bakınız.)

Ä°brâhim’in, Musa’nın ve Muhammed’in sırasıyla takip ettikleri 1. ve 2. hicret aÅŸamaları bugüne nasıl taşınmalıdır?

Dünyada neredeyse takip ve gözetimden uzak bir noktanın olmadığı (Bilmiyoruz, belki de bu propagandaya maruz kaldığımızdan öyle düÅŸünüyoruzdur.) bir dönemde bu ne kadar mümkün olabilecektir? Sanırım bu aÅŸamada öne çıkan soru budur.

Mutlak bir mıntıkadan bahsetmeden de bu kopuÅŸun yöneleceÄŸi mekânsallıklar oluÅŸturulabilir. YaÅŸadığımız çaÄŸ, birçok yönü itibariyle buna imkân vermektedir ayrıca hâlâ (ve bundan sonra da sürecek bir gerçeklik olarak) egemen tahakkümün etkilerinden nispeten arınmış mekânlar vardır. Bu her iki mekânsallık türünün rafine biçimlerinin üretilebilme imkânlarına odaklanılmalıdır.

Bütün insanlığın, hatta varlık âleminin diyelim, tepesine çöreklenen ve panoptikon, biyopolitika, psikopolitika derken farklı biçem ve usullerle anlaşılmaya çalışılan mütehakkim azgınlık, içerde kalınarak ıslah edilemediyse, (Islah edilmesi için yeterince uÄŸraşılıp uÄŸraşılmadığı karara baÄŸlanmalıdır.) ikinci hicret aÅŸamasına geçilmeli ve bu azgınlığın dışına çıkılmalıdır. Bu çıkış yerel ve küresel ölçeklerde sistemi boÅŸaltmak sûretiyle gerçekleÅŸebilir ancak muhakkak sûrette kurucu bir paradigmaya sahip olmalı ve Âlemlerin Rabbine dayanmalıdır, O’nun gaybî yardımına bel baÄŸlamalıdır.

Mütehakkim azgınlığın sonuna yaklaşıldığına dâir alametler fazlaca belirmiÅŸtir. Metropoller, neredeyse irili-ufaklı bütün kent türleri her türlü yaÅŸam enerjisini emip yok etmiÅŸ, kapitalist üretim-tüketim iliÅŸkileri insanı ve diÄŸer varlıkları çoktan idam sehpasına çıkarmıştır. Sistem kendi kendini yok etme aÅŸamasına gelmiÅŸtir. Kendi depremlerini tetiklemek için çok uÄŸraşıyorlar, ürettikleri onca ÅŸeyle birlikte imhâ olmaları iÅŸten bile deÄŸildir. Ä°mi timi kaybolanlardan olacaklardır. Yok oluÅŸu yaklaÅŸan çevrimden örgütlü ve programlı çıkış mü’minler için öncelikli örnekliktir:

Derken, bir deprem onların iÅŸini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar. Onlar ki Åžuayb’ı yalancı çıkarmak isteyen kimselerdi: Sanki orada hiç yaÅŸamamış gibi oldular. Onlar ki, Åžuayb’ı yalancı çıkarmak isteyen kimselerdi: Kendileri kaybeden kimseler oldular! (Araf, 91-92)

Mütehakkim alanın dışında Ä°brâhim, Musa ve Muhammed gibi yeni bir enerjiyle baÅŸka paradigmaları modelleÅŸtirebilenlere ne mutlu!

Kaynak Yenipencere.com

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
https://www.facebook.com/rhvmimarlik/videos/557660301802778
Yazar Bilgisi

H24 Haber H24 Haber infokariha.net Tüm Yazıları

BENZER HABERLER