FAÄ°Z BELÂSI

H24/ Makale/ Mehmet Ali BÄ°ÇER 

 Ekonomik, sosyal ve ahlaki yönden faizin yaptığı tahribatı uzman kiÅŸilerin araÅŸtırması sonucu ile ortaya çıktığını hep birlikte öÄŸreniyoruz. Peki bu bilinen gerçekler aklı selim kiÅŸiler tarafından algılanamıyor mu? Diye bir soru da akla gelebilir. Faiz; zengini daha zengin, fakiri daha yoksul bırakan liberal-kapitalist ekonominin omurgasıdır. Dolayısıyla gözünü rant bürüyen zihniyet, acımasızca yoluna devem etmek isteyecektir.

Bir ülkede “sıfır faiz” terimini kullanmak dahi bir tehlikeyi arzeder ki, iÅŸte bu faiz mikrobu ortamını bulduÄŸu an, büyümek ve serpilmek isteyecektir. Fertlerin, toplumların ve ülkelerin vahÅŸice en acımasız bir ÅŸekilde sömürülmesini istemeyenler mutlaka faizin her çeÅŸidine karşı duracaklardır. Kur’an, Sünnet, icma’i ümmet ve kıyas’ı fukuha ile faizin en azı dahi Ä°slam Dini’nde haram kılınmıştır.

Kendisi için hoÅŸ görmediÄŸini baÅŸkası için de beÄŸenmezse, haksızlık karşısında susmayı kendisi için bir dilsiz ÅŸeytan olunacağını düÅŸünürse. Åžeytanın iÅŸbirlikçileri sayılabilecek bazı kiÅŸilerin mantık oyunlarıyla faizi sevimli göstermelerine aldanmaz ve inananlar olarak topyekün çözüm aramazsa. Bir kiÅŸinin tek başına faiz yememesi ve faize bulaÅŸmaması toplumun durumunu fazla deÄŸiÅŸtirmeyecektir.

FAÄ°Z, FÄ°YATLARI YÜKSELTÄ°R.

Tefeciler (faiz kurumları) sömürünün dozajını arttırmak için, sürekli faiz oranlarını yüksek tutmak isterler. Faizle çalışan üreticiler tefeciden aldıkları faiz miktarını fiyatlara ekleyerek malın “maloluÅŸ fiyatını” belirlerler ve bunu ürünün fiyatına yansıtırlar. DiÄŸer bir anlatımla, üretici masraf, faiz ve reklam giderlerini hesaplar ve maliyete kar payını ekleyerek topluma malı satılmak üzere sunarlar.

Orta direk olarak bilinen “dar gelirli” geniÅŸ halk kesimi yaÅŸama koÅŸullarının zorluÄŸunu sendika veya baÅŸka yollarla dile getirmek ister. Halk, hayatın pahalılığını omuzlarında ve mutfağında acı bir ÅŸekilde hissetmeye baÅŸlar. Geçim ÅŸartlarının hayatı zorlaÅŸtırması iÅŸveren ve hükümet yönetimini ister istemez konuya el atmalarını saÄŸlar ve iÅŸçi-memur ücret artışları böylece devreye girer.

Hükümet “Almadan vermek, Allah’a mahsustur” deyimini istismar ederek vergilerin oranını arttırır veya yeni dolaylı vergiler ihdas eder. Pusuda bekleyen tefeci kuruluÅŸlar ise hemen fiyatların artışından, iÅŸçi ve memur ücretlerinin fazlalığından, vergi oranlarının yüksek oluÅŸundan dem vurarak faiz oranlarını kendi lehine yükseltmeye baÅŸlarlar. Bu kısır döngü hep böyle devam eder gider.

FAÄ°Z, SOSYAL PROBLEMLERÄ° KAMÇILAR.

Büyük veya küçük ölçekli firmalar yatırımları için faiz aldıklarında, haliyle borç ödemeleri iki, üç veya dört kat artacaktır. Yani üç, dört iÅŸletmenin açılış maliyeti ile ancak bir tane açılabilecektir. Ä°yi düzeyde ekonomist olmak gerekmez, bunun anlamı açık ve net olarak yatırımlar azalacak ve buna baÄŸlı olarak da ülkede iÅŸsizlik çığ gibi büyüyecektir. BoÄŸaz tokluÄŸuna iÅŸ bulabilenler ise sevinçlerinden neredeyse bayram edeceklerdir.

Pahalıya mal olan yatırımlar sonucu olarak, haliyle üretim miktarı da düÅŸecektir. Aşırı tüketime alışmış, sırtlarında “israf ekonomisinin kamçılarını” sürekli hisseden geniÅŸ halk yığınlarına ihtiyaç gibi gözüken çoÄŸu mamuller yurt dışından temin edilmeye baÅŸlanacak ve ithalat var hızıyla körüklenecektir. Ä°thalat, ihraçtan fazla olacağından iç ve dış borç sarmalı da sürekli kabaracaktır. Bu da ülkenin geleceÄŸini “ipotek etmek” demektir.

FAÄ°Z, AHLAKI EROZYANA UÄžRATIR.

Liberal-kapitalizmin yönlendirdiÄŸi aşırı tüketimin psikolojik baskısı olarak her ÅŸeyin lüksünü, zevk ve sefası için, baÅŸkalarına hava atmak ve gösteriÅŸ amaçlı hayat biçimi tüketmeye, aşırı tüketim de faizli kredi, borç edinmeye yol açacaktır. Ve bu zihniyet zamanla benimsenecek, üzümlerin birbirine bakarak karadığı gibi etkileÅŸim sonucu çoÄŸu insan farkında olmadan akıntıya kürek çekmeye baÅŸlayacaktır.

Aşırı tüketen, müsrif, ahlakı yozlaÅŸmaya yüz tutmaya baÅŸlayan ve faizin kıskaçları arasında debelenen insanlarda sevgi, merhamet, yardımlaÅŸma, baÅŸkasını koruma duyguları silinmeye ve tamamen kalkmaya baÅŸlayacaktır. Öyle ki, bu insan tipi tanınamaz bir hal alacak haset, bencil (egoist), vicdansız (taÅŸ yürekli), paracı (materyalist), cimri ve fırsat düÅŸkünü olacaktır. Yakınları dahi bu kiÅŸiyi tanıyamaz hale geleceklerdir.

Faizli toplumda önce bozulmaya yüz tutan insanoÄŸlu, daha sonra kokmaya baÅŸlayacaktır. Alkolikler, cinsel sapıklar, kumarkeÅŸler, hırsızlar, gasbçılar, çeteler, mafyalar ortalıkta cirit atacaklardır. Ä°ÅŸ o hale gelebiliriz ki sizin namuslu, dürüst, efendi olmanız da iÅŸ görmez olacaktır. Aynen tusinami gibi, önüne aldığını kapıp götürecektir. Bu söylemleri abartılı bulanların başını hafifce batı toplumlarına çevirmeleri yeterlidir.

FAÄ°Z YÄ°YENÄ°N, KALBÄ° ÜRPERMEZ.

Ehli Sünnet vel Cemaat inancın önderlerinden Ä°mam’ı Azam Ebu Hanife (rha) borç verdiÄŸi alacaklısından parasını istemek için, faiz olur endiÅŸesine kapılarak alacaklının evinin gölgesinde durmak istemeyip yolda güneÅŸ altında bekleyiÅŸi gerçekten ibret alan gözler için çok anlamlıdır. Bu ruh ancak sömürü aracı olarak bilinen faizin haram olduÄŸunu, cezasının da ağır bastığını bilenlerde vardır.

Hamd olsun, alemlerin Rabb’ı olan Cenab’ı Allah’a…

• faiz
• Faiz-belasını-milletin-sırtından-kaldıracağız.-Görevde-olduÄŸum-sürece-faizle-mücadelem-sürecek.
• Mehmet-Ali-BİÇER