VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 09 April 2020 00:32:23

0 Yorum

Kez Okundu.

EUROPA’DA İSLAMİN GÜR SESİ EZAN

EUROPA'DA İSLAMİN GÜR SESİ EZAN

H24》MAKALE 》 Talip AKSOY

Üstad Bediüzzaman'ın malum bir sözü vardır hani "İstikbal İnkılabı içerisinde en güzel ve yüksek Seda İslam'ın olacaktır "sözleri Bu günlerde okunan Ezanlar ara kendisini bize hatırlatmakta ve Allah'tan kendisine rahmetler dilemekteyiz kendisine

Merhabalar 2020 yılı malum birçok savaş insanlık suçları, kadın cinayetleri birçok sorunları yaşadığımız ya olsa bile en kapsamlı olanı ise marun Çin'in wuhan kentinde çıkan kovit 19 diye adlandırılan Corona virüsüdür. Çin'den sonra İran'da birçok can aldı.

Birçok insan halen yoğun bakımda birçoğu tedavisi sürmekte iken, Avrupa'da İtalya, Fransa, İspanya olmak üzere birçok kentte hayatı olumsuz etkilemekte ve ölümler yaşanmakta, Corona virüsünün etkisi tüm dünyayı etkilemiş durumda 

Bizim açımızdan olaya salgın ve ölümlerden Öteye insanlığın nereye gittiği, Bütün bu olanlardan sorumlu veya sorumsuzlar kimlerdir mantığını aramaktan ziyade insanların gündeminde olan ve değişen bazı faktörler  nelerdir?

 Hani depremler yaşadık cinayetler katliamlar ve savaş Çığırtkanlıkları yapılmakta idi, bir iki ay öncesine kadar yeni dünya düzeni denilen kapitalist,  liberal, siyonist yapılar insanlara Yüzyıllardır vermek istedikleri ve emelleri olan hedeflerine doğru hızlı ve radikal kararlar ile planlar yapıyorken.

Siyonizmin asıl hedefi olan büyük İsrail hedefi ve Trumpun "Kudüs İsrail'in başkentidir" Deklarasyonu irana olan tehditleri, Körfez'de olası 3. Dünya Savaşı'nı fitilleme hedefleri, Suudi Arabistan'ın yemen'de yaptığı katliamlar,  Yanı başımızda Suriye'de ne olduğu belli olmayan anlamsız savaşın  tarafı olarak Türkiye ülkesi ve müslümanları stkları, zeytin dalı Operasyonu ile beraber yitirilen Canlar, kardeş kanların akması iran'ın Suriye ve Ortadoğu'daki kolu olan Kasım süleymaniye'nin suikast ile şehit olması bütün bunların üstüne yaşadığımız Elazığ depremleri...

Şu an Türkiye'nin Daha sonrasında Avrupa'nın adeta mahsur kaldığı bu koruna virüs Vakası her gün Can almaya devam ediyorken Amerika'da Trump onda bulunduğu birçok iliselerde ve camilerde okunan kur'an-ı Kerimler 500 yıldan beri Endülüs İslam devletinin yok olmasından sonra ilk kez Kampanyada  ezan okunması Avrupa'da Hollanda'da Almanya'da Velhasıl binlerce caminin olduğu yerleşkeler de coğrafyalarda Bangır Bangır ezanlarının okunması hiç islamofobicilerin bile karşı çıkmadı bir gelişme mi acaba Sorular sorular

Dostlar kimine göre bu bir Allah'tan gelen mültecilerin ağlayan bebeklerin dünyadaki zulümlerin savaşların adaletsizliğin bunu çoğaltabiliriz sonucunda Allahü Teala'nın kullarına bir musibeti gibi algılanmakta toplum açısından Doğru mu?  değil mi ? Bunu tam olarak bilemiyoruz Çünkü Allahu Teala rahimdir rahmandır gafurdur aynı zamanda Cebbardır zumtikamdır intikamını alır zalimlerden hesap sorar Amenna

Tarihsel olarak da Dünya tarihinde ve günümüze geldiğimizde insanlık have ve musibet Tufan ve ahlaklı lan Yüz göz olmuştur onların sebepleri ise hep zulüm Talan ve şirk denkleminde gittiğinden dolayı Yaradanın gönderdiği elçilere ve nasihatleri uyulmadığı için yaratıcı tarafından insanlar deprem zelzele Tufan kimi yerde kuşlarla kimi yerde böceklerle kimi yerde haşerelerle terbiye edilmek üzere kullara yapılmış  akıl  alıp düşünmesi için  zaman  veriyor.

 Hadiseler zaten kitabı mukaddeste bizlere de ibret alınıp uyulması için anlatılmaktadır.Inandığımız gibi değil duyduğumuz gibi kulaktan dolma şuursuzca bazen konuşulup düşünmekteyiz. İşte biz bütün bu sebeplere dayanarak neden bu kadar zulüm işlenirken bu kadar adaletsizlik hukuksuzluk şirk deizm satanizm Siyonizm ifsat cinayetleri işlenirken elimizden gelen tepkileri göstermiyoruz da sonra işimizi Allah'a havale ediyoruz .

Biz Kullar kendi görevlerimizi yaptık mı ki ? Allah'tan gelen musibetlere belaları utanmadan da işte şu inançsız da şu kâfir de şu ehli kitaptan diyerek kendimizi kandırıyoruz . Müslüman aslında tebliğci yaşayan yaşatan insanlığa can veren Adalet veren hümanist birer barış elçisi iyilik meleği Sulh ve barışçı olması hasebiyle zaten görevlidir. İşte bu değerlerden bu kronoloji den kendini Seytan insanı sessiz sedasız kendi  istekleri doğrultusunda  boyun eğip,  Barış dilini kötüye kullandığı zaman iyilik yerine kötülüğe sevkediyor.

islam'ın esaslarından kopan insan  batı ve Siyonizm mesajlarına doğru gittikçe işte dünyadaki bütün sorunlarla çözülmez bir Kördüğüm olarak insanlığın önüne çıkıveriyor.

Evet Avrupa'da İslam'ın Gür sesi ezan artık Gür çıkmakta İslam'a,  peçeye, Sakala karşı çıkanlar  Charlie Hepo artık nedense karşı çıkmıyorlar İmana gelmiş, hidayete Ermiş ve Allah'tan artık korkan insanlar değil toplumlar hiç değil müslümanlar açısından da ibret alınmış bir durum değildir. Hidayet Allah'ın elindedir elbette ve Hidayet edecek olan kişiyle Onur bu kalpleri kendilerine çevirir kalbi mühürlü olanları da asla hidayete erdirmez

Ezanlar Avrupa'da ve Türkiye'de hep okunuyor ve çağrı'da bulunuyor Haydin namaza haydi kurtuluşa Haydin felaha sonrası Muhammed Resulullah der ezandan sonra namaza yani namazda Günde 40 defa Fatiha Suresi okunmakta, her fatiha'da Kul Rabbine şu duayı yapıyor yarabbi Sapıkların, yoldan çıkmışların değil, dostdoğru senin yolunda gideceğimize söz veriyoruz ve  namazdan çıktıktan sonra insan o Dost doğru yolda maalesef gitmemek için şeytanla beraber yol almaktadır.

Vüris krizinden sonra dünyayı bekleyen yeni bir dünya düzeni söylemleri çok çetin çok zor geçeceğini tahmin ediyoruz. Ülkemiz ekonomik sosyal ve her alanda etkilendiği gibi dışa bağımlı bir yapısıyla dünyaya nasıl bir angaja olacaktır ilerki günlerde  görecez. Cumhurbaşkanı Erdoğan ulusa sesleniş programında anlattığı artık coronavirüs vakasından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacağını ve daha ileri gideceğimizi, artık Çiftçiden sanayicisine kadar hedeflerimize daha ileri götüreceğini söylerken Avrupa'da ve Amerika'da da bahsi geçen ve yapılması istenilen yeni dünya düzeni söylemleri, tek tip Devlet, tek tip sistem dünyayı tek bir yerden yönetmek gibi bir yönetim şekli sözü de dillendiriliyor 

Dünya covid19 ile uğraşırken, bütün planlarını dondururken Amerika e İsrail asla kaostan ve savaştan hunharca insan öldürmekten vazgeçmiyor Savaş gemilerini körfeze yeni gönderiyor israil ise Gazze'de bir sürü masumu öldüre bilme camii'ni yapabilmektedir işte durum budur dostlar zaten Zaten Amerika'nın istediği ılımlı tek tipçi yontulmuş sulandırılmış amerikancı İslam tezi ve yönetim şekli projesi dünya ölçeğinde devam ediyor siyonistler Amentü oğullarından vazgeçmediler üyük İsrail projesinden Büyük Ortadoğu Projesi nden Kudüs'ün başkent olmasından ve Arzı mevut Hayallerinden vazgeçme diler ki müslümanlar ise hem dövüşüyorlar hem de virüs yollar sonra da işte okunan bir ezanla mutmainne oluyorlar

Üstad Bediüzzaman'ın malum bir sözü vardır hani u İstikbal İnkılabı içerisinde en güzel ve yüksek Seda İslam'ın olacaktır sözleri düğünlerde okunan Ezanlar ile bize  kendisini bize hatırlatmakta

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Tabii ki bizle karamsar bir tablo ve kötü düşünce değil de şin olumlu yanından bakacak olursak Biz de temenni ve dualarımızı eksik etmeyeceğiz her musibet insanlar için birer nasihattir İnşallah kendi nefsimize başlayarak bütün insanlığın hayrına dönmesine adaleti insan haklarına yardımlaşmaya dayanışmaya güzelliklere sebebiyet vermesi açısından Allah'ım yardımlarını hasretini göstermesin edebiliyoruz okunacak ezanların insanların kalplerini Rabbine dön dermesini Merhameti çevirmesini Asi olan kulları gafletten hidayete feraset E bir ayeti çevirmesini canı gönülden istiyor ve destekliyoruz   

"AVRUPA'DA EZAN DÜZENLEMELERİ"

Avrupa Ses Sahasında “İslam’ın Sesi”: Hollanda’da Ezan Hollanda’da ezan 1980 yılından beri okunuyor. Ülkede camilerin ezan okuması önünde yasal bir engel olmasa da birçok cami komşularını rahatsız etmemek için kısık sesle ve günde yalnızca bir kere ezan okuyor. Öte yandan ezan, İslam’ın kamusal alanda işitsel temsilinin en önde gelen aracı.

POOYAN TAMİMİ ARAB

1 KASIM 2018 Hollanda’da İslam’ın kamusal tezahürleri konulu doktora tezi araştırmalarım 2011’de, cami destekçileri ve karşıtlarının -hatalı bir şekilde- “Avrupa’nın en büyük camisi” olarak tanımladığı Rotterdam’daki Essalam Camisi’nin açılışının hemen ardından başladı. Avrupa’da cami inşası ile ilgili literatüre katkıda bulunmak istedim ve ezanın hoparlörden okunmasıyla ilgili yapılan tartışmalara odaklanmaya karar verdim.

İlk başta, ezanla ilgili bir çalışmanın önemi konusunda pek emin değildim. Çünkü “Avrupa’da ezan” konusu, son derece sekülerleşmiş bir toplumda oldukça marjinal bir olgu gibi görünüyordu. Ancak “ezan okunan bir cami”nin savunucuları ile karşıtları arasındaki konuşmaları dinledikten ve ezana karşı itirazları bizzat deneyimledikten sonra gözlerim açıldı.

Ezanın, bir ülkenin görsel ve işitsel manzarasına dair ön yargılar ve fikirlerle ilgili çok uygun bir konu olduğunu düşündüm. Aynı zamanda ezan; kültür, din ve kimlik, din ve devlet ayrımı ile dinî hoşgörünün kırmızı çizgileri hakkındaki varsayımları incelemek için de oldukça uygun bir araştırma alanıydı. Hollanda’da Ezana Dair Yasal Çerçeve: Anayasa ve Kamusal Bildiri Yasası Avrupa’da ezanla ilgili araştırma yapanların bilmesi gereken ilk şey, Hollanda Anayasası’nın (Fl. “de Grondwet”) sahip olduğu belirleyici roldür. Hollanda Anayasası, kamusal alanlarda ibadethanelerin ya da dinî mabetlerin inşası gibi çeşitli dinî tezahürlere hak tanır. Örnek vermek gerekirse Den Helder ile Almere’deki Hindu tapınakları, Lahey’deki Şii törenleri, dinî giyim ve beslenme kurallarına uyma serbestisi ve ayrıca ezanın hoparlörle okunması hakkı bu kapsamdadır.

Hem Hollanda Anayasası hem de Kamusal Bildiri Yasasınca (Fl. “Wet Openbare Manifestaties”) korunan ezan da, 1980’lerden beri Hollanda semalarında duyulmaktadır. “Avrupa Ses Sahasında İslam’ın Sesinin Yükselişi” (İng. “Amplifying Islam in the European Soundscape”) adlı kitabımda, ezana karşı duyulan önyargılar ele alınıyor. Ama aynı zamanda kitapta, bir camiden yankılanan ezan sesinin itirazlara yol açması durumunda, Hollanda hükümetinin ezana nasıl kolaylık tanıdığı da anlatılıyor. Genelde ezanın Hollanda kültürüne, dinî mirasına ya da Hollanda’da söylendiği gibi “kilisesizleştirme”ye (Fl. “ontkerkelijking”), hızlı bir sekülerleşme sürecinden geçmiş bir topluma uygun olmadığı söylenir. Ancak öte yandan vatandaşlık, yani kültür ve dinden bağımsız olan siyasi kimliğimiz, pratikte maddi ve duyusal bir dine dönüşüyor.

Ezan sesinin duyulmasında ısrar eden Müslümanlar için ezan, Müslümanların yaşadıkları şehirdeki haklarının ve hür ve eşit vatandaşlar olarak ülkedeki konumlarının tezahürü olan caminin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. Öte yandan Hollanda hükümeti de, ezanın hoparlörden okunması gibi kamusal pratikleri yasalarla düzenlerken aynı zamanda, dini dindarların vicdanına ya da iç dünyalarına hapsetmeyen bir yaklaşımı ortaya koymuş oluyor. Tam da bu nedenle dönemin Amsterdam Belediye Başkanı Jozias van Aartsen’in Hollanda’daki diğer camilerde ve kilise çanlarında olduğu gibi Western Camii’nde de ezanın hoparlörden okunmasına destek vermesi şaşırtıcı değil.

 "AVRUPA'DA EZAN DÜZENLEMELERİ"

2 KASIM 2018 Avrupa’da Ezan: Bir Çatışma Kaynağı Mı, Yoksa Dinî Çoğulculuğun Göstergesi Mi? Avrupa’da ezan tartışması, yalnızca “ezan” etrafında yaşanan bir tartışma değil. Bu tartışmada ezanın fonksiyonu, Müslümanların kitlesel tepkileri göğüsleyebilme yeteneği ve kamusal alan gibi konular da yeniden ele alınıyor. “Camiler Ezan Konusunda Mütevazi” Hollanda’daki camilerin neredeyse yarısının Türk-Hollandalı kuruluşlara ait olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ezanın hoparlörden okunması da birçok açıdan Hollanda’daki Türkiye kökenlilerin konumuyla yakından alakalı. Bu toplulukta kısmen var olduğuna inanılan Türk ulusalcılığı, sembolleri ve pratiklerine bağlılık; diğer yanda bazı bağlamlarda Hollanda vatandaşı olmakla çelişen bir gerilim oluşturabiliyor.

Örneğin birden fazla kimliği olan kimseler için ezan sesi, Türkiye’de geçirdikleri gençlik yıllarının verdiği nostaljik duyguları, Hollanda’ya duydukları aidiyet duygusu ile aynı zamanda eski Osmanlı görkemine duyulan yersiz özlemi uyandırabiliyor. Bu ve benzeri ulusaşırı kimlik karmaşalarına doktora tezimin araştırma sürecinde İstanbul’daki Gezi Parkı gösterilerindeki barışçıl protestocuların biber gazı ve daha kötü yöntemlerle dağıtıldığına tanık olduğumda da şahit oldum.

O zamandan beri Türkiye’deki laiklik ile din arasındaki gerilim daha da artmış, Hollanda’da ezana dair kamusal anlamlandırma biçimi de bundan etkilenmiştir. Bu durum beni, yalnızca antropolojik bir yaklaşımla cevaplanamayacak kadar zor siyasi, felsefi ve pratik soruları düşünmeye ve bunu yaparken, siyasi sekülerizmin mevcut eleştirileriyle yetinmek yerine daha yapıcı bir yaklaşımda bulunmaya zorladı.

Burada benim açımdan şu sorular da ortaya çıktı: Bir caminin ezanı hoparlörden vermesi neye mal olur? İslami kuruluşlara ezan bağlamında ne tarz beklentiler yöneltilebilir? Ve “İslami seslere” itiraz edebilecek diğer vatandaşlardan beklentiler nelerdir? Avrupa’nın göçmenlere, onların çocuklarına ya da özellikle 2015’ten beri mültecilere yönelik yükselmekte olan yabancı düşmanlığı ile diğer yanda Türkiye kökenli topluluk arasında git gide katılaşarak artan ulusalcılık; dinlerarası anlayışa ve birlikte yaşamaya dair büyük idealler hakkında insanı düşünmeye zorluyor.

Kısaca, din ve yaşam felsefesi özgürlüğü konusunda eşit haklara sahip olma amacını toplumsal bütünlüğün desteklenmesi ya da kültürel bir ulus kimliğinin şekillendirilmesine dair öncelikli bir araç olarak yorumlamıyorum.

Eşit haklar, eşit biçimde uygulanır. Hollanda’da ezanın hoparlörden okunmasıyla ilgili hiçbir caminin mahkemeye verilmemesine de bu nedenle şaşırmamak gerekir. Bunun nedeni şudur: Hollanda’daki camiler ezan sesi konusunu nispeten mütevazi biçimde ele almaktadır. Örneğin ezan öğleden sonra tek bir kere okunmakta, yalnızca birkaç dakika sürmekte ve ezan sesi 60 desibelin üzerine çıkmamaktadır. Bu durumda ülkedeki ezan karşıtlarının mahkemeyi kazanma şansları da yok.

 

 

Tabii ki bizle karamsar bir tablo ve kötü düşünce değil de işin olumlu yanından bakacak olursak Biz de temenni ve dualarımızı eksik etmeyeceğiz her musibet insanlar için birer nasihattir. İnşallah kendi nefsimize başlayarak bütün insanlığın hayrına dönmesine , adaleti, insan haklarının olgunlaşmasını, yardımlaşmaya dayanışmaya güzelliklere sebebiyet vermesi açısından Allah'ın yardımlarını nusretini mazlumlara özelde ve tüm dünyaya  göstermesin diliyecez.
okunacak ezanların insanların kalplerini Rabbine döndermesini, zulmedenlerin hidayetine sebep  olmasını, asi olan kulları gafletten hidayete ferasete  sonra da dirayeti çevirmesini canı gönülden istiyor ve destekliyoruz.
Allaha emanet olun Kıymetli dostlar 
Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER