VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 24 July 2021 11:38:51

0 Yorum

Kez Okundu.

ERDOĞAN: SAADET PARTİSİNİ YAKIN MARKAJA ALIN!

ERDOĞAN: SAADET PARTİSİNİ YAKIN MARKAJA ALIN!

Özlü Söz:

Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.

Hz. MUHAMMED (sav)

_____________________ 0 ____________________

Siyasal olarak İslam’ın temsil edilmesi Osmanlı Devleti'nin yıkılması ile son bulurken yerine kurulan ve batı tipi devlet anlayışı ve demokrasinin lanse edilmesi ile Müslümanlara yeni bir yol haritası çizildi. Buna göre inancında sadece simgesel bir anlayış ama hayatının bütün alanlarında batı tipi bir yaşam tarzı empoze edildi.

Neden? Çünkü yeni dünya düzeninde artık modern bir sistem anlayışı ve yeni bir dünya düzenine geçiş planlanıyordu. Bu yeni dünya düzeninde dini bir inancın ve 1400 yıl önceki bir anlaşın yeri olmaması hatta bu dinin artık siyasi bir düzenin içinde de olmaması gerekiyordu.

Ve öylede yaptılar!

Müslümanlara yıllarca siyaset yolları kapatıldı ve onlara dendi ki, İslam çok temiz bir dindir. Fakat siyaset yalan, aldatma, hile ve kirli bir yoldur bu ise İslam dini ile bağdaşmaz. Buna inandırılan Müslümanlar uzun yıllar siyaset ve siyasi çalışmalardan uzak tutuldular. Ne zaman ki Erbakan bu konuda ilk adımı attı o zaman Müslümanlar siyasi bir adım atarak ilk siyasal zemine çıktılar. Ama birçok Müslüman’ın tepkisi ile karşılaşarak…

Aradan geçen uzun yıllardan sonra nihayet İslam’ın özünde siyasetin var olduğu ve Hz. Peygamber (sav)’in de siyasi önder olduğu gerçeği bazı Müslümanlar kabul edildi ve bu sahada çalışmalara başlandı. Bu öyle pek kolay olmadı. Açılan her parti her türlü hukuksuzluğa rağmen bir bahane bulunarak kapatıldı.

En nihayetinde dünyadaki diğer demokrasi ile yönetildiği iddia edilen bazı devletlerin karşısında rejiminin bekası için sadece parti kapatan bir anlayış ve demokrasiye sahip olmamak için parti kapatma işini biraz zorlaştırdılar.

İslam’ın yeniden siyaset sahnesine çıkmaması ve Müslümanların siyasal bir anlayışa sahip olmaması için bu defa akla hayale gelmeyen engellemeler ve baskılar uygulandı. Başörtüsü, imam hatipler vs. gibi…

Bu girişimlerde sonuç vermeyince Erbakan’ı iktidara getirmek için önünü açtılar ve iktidarda yıpratma yoluna gittiler. 11 aylık iktidarı döneminde üç önemli projeyi hayata geçiren Erbakan’ı bu defa hile ile iktidardan indirme yoluna gittiler.

Sonunda kendi hukukların çiğneyerek Erbakan iktidarına son verdiler. Şimdi Erbakan indirilince halk onunu başarılı ve halka verdiği parasal ve maddi destek ile yeniden halk tarafından desteklenmemesi için bu defa onu içten vurmayı denediler ve nihayet bunu Erdoğan ile gerçekleştirdiler.

Erdoğan’ın belediye başkanlığından alınması, hapsedilmesi ve bir müddet sonra siyaset sahnesine çıkması için ABD destekli çalışmalar başladı ve kısa bir süre sonra iktidara getirildi. İlk dönemde Erbakan’ın öğrencileri olarak lanse edilen Erdoğan ve ekibi oy alabilmek için Erbakan’ı cumhur başkanı yapacaklarının propagandasını yaparak iktidara geldiler ve halen 19 yıldır iktidardan inmediler.

İçinden çıktığı Milli Görüşün temsilcisi olan Saadet Partisine “particik” diyen ve trolleri ile birçok iftiralarda bulunan AKP, 19. Yılının sonunda adım adım inişe geçmeye başladı. Yaptığı israf ekonomisi ve aldığı yüksek faizli dış krediler yüzünden fabrika, kurum ve kuruluşları bir bir satarak faizleri bu gelirlerle kapatmaya kalkıştı ama yetmedi.

Bunun yanı sıra yandaşlarına sağladığı rant ve vergi indirimleri ile birlikte ülke ekonomisini batma noktasına getirdi. İlk dönmelerde MHP’den çok sert bir muhalefet gören AKP her ne hikmetse tek destekçisi oldu. Gerçek MHP’liler bu konuda yollarını AKP ile kanka olan MHP ile yollarını ayırdılar.

MHP’nin anlam verilmeyen desteği ile birlikte AKP, son dönemlerde halktan gördükleri tepki ve bu tepki sonucunda oylarının düşmesi karşısında panik havası başladı. Bu panik havası en çok Erdoğan’ı endişeye sevk etti. Israrla 2023 Haziran'ında yapılacağı söylenen genel seçime kadar mutlak anlamda bu oy kaybını durdurup güçlenme yoluna gitmek için kolları sıvadı.

Saadet Partisinin sert ve haklı eleştirileri karşısında zor duruma düşen AKP trolleri vasıtası ile Saadet Partisine iftiralara varan suçlamalara kadar gitti. PKK ile anlaştılar iftirasını Süleyman Soylu söylerken Genel başkan Temel Karamollaoğlu “Bunu ispat etmeyen şerefsizdir” diyerek sert tepki gösterdi.

Fakat son dönemlerde çok sıkışan Erdoğan iktidarda kalmak ve gelecek seçimi kaybetmemek için “particik” dediği Saadet Partisine yöneldi. Ve bu konuda “Saadet Partisini yakın markaja alın” diyerek Saadet Partisine bu el atışla kancayı taktı.

Temel Karamollaoğlu, AKP’nin yaptıkları icraat ve yanlış ekonomi yönetimi ile çok haklı eleştirilerde bulunurken Erdoğan Temel Karamollaoğlu ile bir ittifakın olamayacağını iyi kestirmişti. Bu emelini ancak Oğuzhan Asiltürk ile gerçekleştireceğini iyi biliyordu. Çünkü onun en zayıf noktası onu çok iyi methetmek ve övmekten geçtiğini iyi biliyordu ve öylede yaptı. Evinde ziyaret etti ve onu bu şekilde onure etti. Bundan çok hoşlanan Oğuzhan Asiltürk tabanın ve üst düzey yetkililerinin tepkisine aldırış etmeden Erdoğan’ın saraydaki iftar davetine gitti.

Bu tür ilişkiler öyle geçmişten gelen hürmet ve saygının eseri değildi. Çünkü geçen 19 yılın sonunda bunları yapmak akla uymayan ve iktidarı kaybetmemek üzere yapılan bir girişimdi. Oğuzhan Asiltürk ile hareket eden batı zevat genel başkana şirin ve çalışkan görünürken el altında da Oğuzhan Asiltürk ile birlikte hareket ettikleri tabanda konuşulmaya başlandı. Amaç AKP ile bir ittifak kurup Milli Görüşün gerçek çalışmaların iktidar ile birlikte düzlüğe çıkarmak ve Milli Görüşün ne kadar donanımlı bir siyasi oluşum olduğunu gösterme aldatmasıydı. Oysa ama bu kişilerin ilk hedefi AKP saflarından milletvekili seçilmek ve iktidar ortağı olmaktı.

Bunların açısından Erbakan Hocamızın başlattığı hareketin biteceği gerçeği ciddiye bile alınamıyor. Oysa tabanın tamamı AKP ile birlikte olmak bir yana onların ABD destekli oluşları ve bugüne kadar Siyonistlerle yaptıkları bütün antlaşmalara rağmen net bir tavır koyarak dik durmalarıydı.

Son olarak 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatının 47. Yıldönümünü orada kutlamak için aranan fırsat bulundu. Erdoğan, birçok siyasi parti liderini bu geziye çağırdı. Onun asıl maksadını bilen hiçbir siyasi lider gitmedi. Teklif Karamollaoğluna da yapıldı. Karamollaoğlu dik durarak bu geziye gitmedi. Aynı teklif Fatih Erbakan’a da yapıldı…

Her yıl kutlanan bu oluşuma bugüne kadar Milli Görüşten kimse davet edilmezken birdenbire Milli Görüş mensuplarına bütün kapılarını açtılar. Ama Oğuzhan ve yanındaki birkaç el öpeninin dışında bu olaya kimse sıcak bakmadı ve sert tepki gösterdi.

Artık çok iyi anlaşıldı ki, Erdoğan’ın iktidarda kalabilmesi için “particik” dediği Saadete ihtiyacı var. Saadet Partisinin kara kaşı kara gözü için değil elbette tam aksine kendisini kurtarmak için bunu yaptığı aptala bile malum olacak kadar açıktır…

Hiçbir sadık Milli Görüş mensubu bu ittifaka girmez oy vermez ve MHP’nin durumuna düşmek istemez.

Oğuzhan Asiltürk, Erbakan hocamızın vefatı ile birlikte parti genel başkanlığı ile yüksek istişare kurulunu ayırdı. Oysa Erbakan hocamızın zamanında her iki Erbakan hocamızın idaresindeydi. Ne zaman ki bu ikilem oldu Saadet Partisinde durakla, gerileme ve pasiflik hâkim oldu.

Yeniden şahlanmak için genel başkanlık ve yüksek istişare kurulu ayanı kişilikte olmalı ve davaya öyle yön verilerek yola devam edilmelidir. İkilem bu hale getirdi ve bu ikilemi ortadan kaldırmak için adım atılırken AKP ile hiçbir şekildi bir ittifaka girilmemesi gerekiyor…

Neden…

Çünkü Erdoğan bizi yakın markaja almak için emir vermiş… Biz bu emri Allah'ın yardımıyla bozarız….

Selam ve dua ile…

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/
Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER