VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 10 May 2020 13:25:44

0 Yorum

Kez Okundu.

Erbakan’ın Masonlarla Mücadelesi

 Yıllar sonra ortaya çıkan alçaklık 9 yıl önce aramızdan ayrılan Necmettin Erbakan'ın siyaset yolculuğunun bilinmeyen hikayeleri gün yüzüne çıktı.Yıllar sonra ortaya çıktı! Erbakan'ı odaya kilitlediler Yıllar sonra ortaya çıktı! Erbakan'ı odaya kilitlediler Yıllar sonra ortaya çıktı! Erbakan'ı odaya kilitledilerÖlümünün 9'nci yıl dönümünde merhum Necmettin Erbakan'a siyasetin yolunu açan TOBB Başkanlığı'ndan dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından uzaklaştırılmasının hikayesi gün yüzüne çıktı.

Gazeteci Fehmi Çalmuk’un “Das İst Erbakan-Anadolu’nun Sanayileşme Sevdası” serisinin yayınlanan ikinci cildinde Erbakan’ın kendisini makamına kilitlediği anlatılıyor.

DEMİREL ‘ATIN BU ADAMI’ DEDİ

Erbakan, Odalar Birliği Başkanlığı’na seçildi. Başbakan Süleyman Demirel dönemin Emniyet Genel Müdürü İbrahim Ural’a “Atın bu adamı kardeşim” diye seslenmişti. Atılacak kişi Erbakan’dı. Daha sonra Demirel, “Ne pahasına olursa olsun çıkarın o adamı oradan” demişti.

Vali operasyon için emir verdi. Erbakan’ın oturduğu makamın kapısı kırılacaktı. Odalar Birliği önünde başta Milli Türk Talebe Birliği (MTBB) ve MHP’li öğrenciler Erbakan için gece gündüz nöbet tutmaya devam etti. “Milliyetçi Türkiye, kahrolsun masonlar” şeklinde sloganlar atılıyordu. Odalar Birliği’nin üst katlarına birçok komando sızdı. Başkanlık odasının kapısı ana baba günüydü, komandosu var, gazetecisi var, sivili, memur, polisi var. Yani herkes yerine almıştı.

     ÇİLİNGİRE KAPIYI AÇTIRDILAR

Polisler kapıyı açmayı beceremediler. O zaman hırsızlık masasına emir verilip ellerinde iyi bir hırsız olup olmadığı soruldu. Sonunda çilingir Çapur Hüseyin’i getirdiler. Kapı açıldı, Erbakan içeri girenleri karşıladı ve “Müdür bey yaptığınız kanunsuz, bundan mesul olursunuz” dedi

     DEMİREL’İN BASKISI SONUCU BIRAKTI

Demirel’ın baskısı sonucu Erbakan, görevini bıraktı. Bu olay Erbakan’ın siyasete girmesini artık zorunlu hale getirdi. Odalar Birliği’nden ayrılarak Adalet Partisi’ne kaydını yaptırmaya gitti. Veto edileceğini bile bile gitti ancak daha sonra Erbakan “Eğer öyle yapmasaydım bunlar, Erbakan solun karşısında sağı böldü diyeceklerdi” diye anlatıyor.

   VASİYETE UYMADI

Erbakan’ın kardeşi Selahattin Erbakan “Babamın öğüdünü hatırlıyorum. Küçükken bize kesinlikle siyasete girmeyin diye öğüt vermişti. Babamın öğüdünü kardeşim tutmadı ve sonuna kadar siyasete girdi” şeklinde konuştu.

  ENGELLEMELERE KARŞI MECBUR KALDI

Erbakan ve Demirel’in İstanbul Teknik Üniversite’den okul arkadaşı Recai Kutan’ın ilginç bir tespiti var. Süleyman Demirel’in Gümüş Motor aleyhine çalıştığını belirten Kutan, “Erbakan’ın Gümüş Motor’dan başlayan engellemelere karşı bir zorunluluk olarak siyasete girecekti” diyor.

   ABD’Lİ KOMUTANA KÖK SÖKTÜRDÜ

Erbakan 27 yaşında Türkiye’nin en genç doçenti olmuştu. DEUTZ AG tarafından ‘Dr. Başmühendis’ olarak Erbakan, Almanya’ya davet edildi. Erbakan, kullanılmış motorların boyanarak Türkiye’ye ihraç edilmesinden rahatsızdı. 1954’te 17,5 ay Kağıthane’de vatani görevini yaptı. Teçhizatın ABD’den gelmesi hoşuna gitmiyordu. Türk askerinin kendi teçhizatını yapması için hemen liste hazırladı. Amerikalı albay, listeyi hazırlayan kişi ile görüşmek istedi. Okul Komutanı Şeref Özel ve Erbakan, ABD’li albayın yanına giderler. İlk önce ABD’li albay söze başlar, “İş makinelerinin tamiratı sırasında imal edilmesi gereken çeşitli parçaların imalatı için tezgahlar istemişisiniz.

Siz nasıl olurda bu tezgahları talep edersiniz” dedi. Erbakan “Amerika’daki aynı birliklerde bu tezgahlardan var. Bizde niçin olmasın” cevabını veriyor. ABD’li albay bu tavır karşısında susmakla yetindi ve tezgâhları göndermekten başka çaresi kalmamıştı. Almanya’da Leopar tankların motorunu Erbakan icat etti. Leopar tankları dünyada ilk olarak hem mazotlu hem de benzinle çalışan motorlardı. Alman profesör arkadaşları Erbakan’a “ Sayın Erbakan siz 10 yıl önce bu motoru bulsaydınız biz Almanya olarak 2. Dünya Savaşı’nda Ruslara kaybetmezdik” diyorlar.

    OT SATMAKLA KALKINILMAZ

Gümüş Motor, montaj zihniyetinin aksine yüzde 100 Türkiye’de üretmeyi savunmuş bir anlayışın ürünü. Gümüş Motor, 1 Temmuz 1956 günü 300 ortaklı olarak kuruldu.

Adnan Menderes, Erbakan’a döviz ve kredi desteği verdi. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in odasına Genel Müdür Erbakan girdi ve çantasındaki dosyaları masanın üzerine bıraktı. Erbakan, dosyanın birini Gürsel’e gösterdi ve dikkatini çekti. Dosyanın kapağında “milli otomobil projesi” yazıyordu. Gürsel milli otomobil projesini beğenmişti ve “hemen kolları sıvayın” talimatı verdi. Ticaret Sanayi Bakanı Şahap Kocatopçu, “Hem Gümüş Motor fabrikasında çalışan hem de Makine Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Devlet Başkanı Cemal Gürsel’e geliyor. Türkiye’de otomotiv sanayii kurmak üzere projeler getiriyor. Film gösteriyor ve Gürsel’i ikna ediyor” diye anlatıyor.

Gürsel, ‘Bu millet ot satmakla kalkınamaz” sözlerine dikkat çekti. 1961 yılında Erbakan arabanın etüt çalışmasını tamamladı. Fakat Ulaştırma Bakanlığı, yerli otomobilin imali görevini Devlet Demir Yolları’na verdi. Bu da Erbakan ve Gümüş Motor’un devreden çıkarılması anlamına geliyordu.

  LİDERLERİN ERBAKAN HOCASI

Kimisine göre “Hoca”, “Profesör” kimisine göre de “Dava adamı”, “Savunan adam” ve “Mücahit” yakıştırmalarıyla tanımlanan merhum başbakanlardan Erbakan’ın vefatının üzerinden 7 yıl geçti. Milli Görüş hareketini kurarak, Türk siyasetine yeni bir anlayış yerleştirerek, kendi ideolojisini bugün dahi siyaset, ekonomi, kültür gibi önemli alanlarda yaşatabilen Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bugün siyasette ve bürokraside aktif görev alan pek çok ismin yol göstericisi, “Erbakan Hocası” oldu.

29 Ekim 1926’da Sinop’ta doğan Erbakan, 28 Şubat’ın yıldönümü arifesinde 27 Şubat 2011’de vefat etti. 1 Mart 2011’de vasiyeti üzerine devlet töreniyle değil, İstanbul Fatih Camii’ndeki cenaze töreninin ardından milyonlar tarafından uğurlandı...

 

Aselsana ve bir çok sanayiye katkısı  olan Büyük deha Başbakan necmettin ERBAKAN Hocaya vefa borcumuz çoktur. Maalesef

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

 

 

GÜMÜŞ MOTOR 

 

İlk Motor Fabrikamızdı: Erbakan'ın Kurduğu ve Dünyaya Kafa Tutmasına Rağmen Göz Göre Göre Terk Edildi.

 Gümüş Motor'un kısa ama bugün bile dersler içeren hikayesini anlatacağız sizlere, dinledikten sonra bugün neden kendi otomobilimizi yapıp dünyaya satamadığımızı da anlayacağız...

Baştan söyleyelim, bugün Türkiye üretim teknolojilerinde önemli bir yere sahip, bunu yadsımak mümkün değil. Bizim tartışacağımız nokta bambaşka ve bundan 50 yıl öncesine giderek yapacağımız bu yolculuğun ardından çok önemli dersler çıkaracağız ve daha da önemlisi Türkiye'yi yakından tanımış olacağız.

Vaktiyle başbakanlık da yapmış Necmettin Erbakan'ı hepimiz tanıyoruz, en azından adını duymuşuzdur. Siyasi kimliğinden önce bir mühendisti kendisi. Makina Mühendisliği fakültesini bitirdiği yıllardan itibaren Türkiye'nin yerli motor üretebilmesi için gerekli altyapıyı kurmaya çalıştı. Nitekim Almanya'dan döndüğü 1956 yılında Gümüş Motor adıyla kurduğu şirketle bu hayali gerçekleştirmek için ilk adımı attı.

Almanya'da aldığı eğitim ve yaptığı gözlemleri bir bir not etmiş ve kurulan bu yeni fabrikaya entegre etmek için hedef koymuştu Erbakan. Projenin ilk aşaması tarımda kolaylık sağlayacak bir sistem geliştirmekti, kollar sıvandı. Temellerini attığı fabrikada tarım sulama sistemlerinde kullanılacak, 15 beygire kadar güç üretebilen motorlar üretmek için hazırlıklar tamamlanmıştı.

Projede yüzden fazla yatırımcının yanında büyük bir destek de devletten gelmişti, yani üretim yapılabilmesi için her şey hazırdı. 1960 yılında Almanya'dan alınan lisansla ilk üretim gerçekleştirildi. Tarımda kullanılan ve yabancı markaların ürettiği motorları birkaç bin lira daha ucuza satarak seri üretime geçildi.

Devlet desteğini de hesaba katarsak bazı dönemlerde fiyatlar yarı yarıya seviyesine bile gelmişti. İşler yolunda gidiyor gibi gözükse de rekabet edilen markalar dünyanın en büyükleriydi ve onlar Türkiye pazarı için fiyatlarını daha da düşürdü. Bu rekabetten pek de karlı çıkamayan şirkette yaşanan kriz tüm projeyi sırtlayan Erbakan'ı soğutmuş olsa gerek, şirketten ayrılıp akademik bir rota çizmeye karar verdi. Bu noktada hikaye el değiştiriyor.

Bu son krizin ardından özelleştirilen şirketin ismi değiştirildi ve rekabet edebilmek için büyük çaba sarf edildi. Neredeyse 15 yıl bu çabada başarılı da olundu. Türkiye'de bugün bile 40 yaşında olmasına rağmen sorunsuz çalışan motorlar üretildi, önce kırsal kesime ardından tüm ülkeye yayılan bu motorlar ülke sınırlarını aştı ve Orta Doğu'da büyük talep gördü.

Fakat yıl 1980'e geldikten sonra tarım üretimi azalmaya, motorlara talep düşmeye başladı. Bunun yanında özelleşen şirket eski tipte motorlarını üretmiyor, belli amaçlarda üretimler yapıyordu, bu da satışları kısıtlıyordu. Zarar etmesine rağmen devlet desteğiyle yıllarca ayakta tutulmaya çalışıldı fakat yaklaşık 9 yıl önce ana fabrikasına kilit vuruldu.

Türkiye'nin ilk büyük sanayi girişimi, ilk motor fabrikası ve en eski sanayi kuruluşu neden 56 yılın ardından silindi? Yanıtını tam olarak bilmek imkansız fakat şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekiyor, başarıyı nerede arıyoruz?

Bir fabrika mı yoksa bir AVM mi daha değerli, bizlerin gözünde? Yeterince destek verebildik mi, yeni sanayi girişimlerine ve teknolojilere gerekli yatırımları yapıyor muyuz?

Bu sorular sadece yöneticilere değil, hepimize aslında. Şimdilik yanıtı şirketin son genel müdürü, Yalçın Arsan'a bırakalım, biz de kendi yanıtımızı düşünelim: Kimilerine göre zamanı doldu, kayboldu gitti. Bana göre ise büyük potansiyeli olan ama niteliksiz, vizyonsuz ve sorumsuz sahibi tarafından umursanmayan bir şirketti.

Türk sanayisi için ise kaçmış bir fırsattı. Yaratmak için 56, kaybetmek için sadece birkaç yıl gereken, kocaman ve ulusal bir fırsat. Sizce, neden biz kendi teknolojimizi üretemiyoruz?

Hergün Bayrampaşa  Sağmalcılar tramvay  durağında  önünden geçtiğimiz  pancar motorun sadece tabelası var ve kocaman arazi hangi avm ve yatırımlar  için bekletiliyor? Bir başka soru da bu Emektar yerli motor fabrikasının hiçli hayri yok ki mahzun mahzun ağlamaktadır.

 

Erbakan'ın öğrencileri nerede ve birazcık utanma sıkılma  olmasmı insanda!

Bu bir siyonist  intikam mı da demeden geçemeyecek 

H24haber

 

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER