
“Türkiye’de geçmişle hesaplaşma olacaksa geçmişteki sayfaları tek tek açarak gerçeklerle yüzleşmelidir. Ermeni tehciri, Koçgiri hareketi, Zilan ve Dersim katliamı, 6-7 Eylül olayları, Alevilere yönelik Sivas, Maraş ve Çorum olayları
Epozdemir'den CHP'ye Helalleşme Sorusu
H24/. Diyarbakır
Hakpar Diyarbakır kongresinde konuşan Epözdemir CHP'ye Helalleşme Soruları sordu?
Hakpar Genel Başkanı Latif Epözdemir konuşmasında “Kürtlerin hak ve özgürlük mücadelesinin başarıya ulaşması ve bir sonuç elde etmesi tek başına siyasal bir hareketin gücünü aşan bir konudur.
Bu çerçevede bir çok siyasi hareketin birlikteliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Partimiz bu konuda gerekli fedakarlıkları göstermeye hazırdır.
Kürt halkının ulusal demokratik haklarını, milli bir program çerçevesinde Kürtlerin özgürlüğünü savunan diğer siyasi partiler ve hareketlerle kardeşlik temelinde dayanışmaya, işbirliğine, güç birliğine ve birlikte çalışmaya hazırdır. HAK-PAR bugüne kadar ve bugünden sonra da milli ve demokratik çizgisini ısrarla sürdürmeye devam edecektir” dedi.
Öte yandan CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun son günlerde kamuoyuna açıkladığı “Helalleşelim” çıkışına da bir cevap veren Epözdemir,
“Tamam buyrun gelin helalleşelim, biz buna dünden hazırız ancak helalleşme söylemleriniz slogan düzeyinde kalmamalı adım atmalısınız.
Mesela gizli arşiv belgelerinin açılması için önerge veriniz parlamentoda, Kürt ulusal önderlerinin mezar yerlerini ortaya çıkarıp ailelerine teslim edin, faili meçhul olayların ortaya çıkarılması için mecliste bir komisyon kurun, Kürt yerleşim yerlerinin Kürtçe isimlerini yasaklayan kanun hükmündeki kararnamenin geri alınması için girişimde bulunun ve baskı yapın.
“Türkiye’de geçmişle hesaplaşma olacaksa geçmişteki sayfaları tek tek açarak gerçeklerle yüzleşmelidir.
Ermeni tehciri, Koçgiri hareketi, Zilan ve Dersim katliamı, 6-7 Eylül olayları, Alevilere yönelik Sivas, Maraş ve Çorum olayları ve Roboski katliamı aydınlatılmalı ve mağdur olan kesimlerden devlet adına özür dilenmeli.
“Gerek sömürgecilerin gerek son 40 yılda yaşanan silahlı mücadelenin toplumumuz üzerinde yaratmış olduğu tahribatlar maalesef biz Kürtleri aidiyetleriden ve ulusal değerlerinden uzaklaştırdığını üzülerek görmekteyiz.
Tabi bu bir tercih değildi. Ancak sömürgeci güçlerin ve silahlı şiddetin böyle bir tablonun oluşmasında önemli bir rol oynadığı gerçeği görmezden gelinemez.
Partimiz HAK-PAR tahrip edilmiş olan bu milli aidiyeti onarmayı ve toplumumuza yeniden kazandırmayı mili, ulusal ve önemli bir görev olarak tanımlar. Bu konuda bizim dışımızda yapılacak olan her türlü çalışmayı destekler, dayanışır ve işbirliği yapar. “Partimizin diğer önemli bir milli görevi de şudur; HAK-PAR’ı var eden anlayış şiddet dışı bir anlayıştır.
Dolayısıyla bu alanda varlık gösteren kendisini ifade etmek isteyen ulusal ve demokratik değerlere bağlı her bireyin evidir. ” Öte yandan son dönemlerde Kürdistan ve tarihi ile alakalı konuları dile getirdikleri için bilim yuvası olması gereken üniversitelerdeki akademisyenlere yönelik tavır almak, işlerine son vermek onlar hakkında davalar açmak ne demek? Bu nasıl bir iş? Bir bilim yuvasında nasıl böyle şeyler hala olabilir. Bu uygulamaları kınıyor ve bu kurumları da Kürtlere ve onların milli değerlerine saygılı olmaya çağırıyorum
“HAK-PAR şunu çok iyi biliyor ki, bugün Türkiye’de yaklaşık 30 milyona yakın Kürt nüfus var. Bu nüfusun yaklaşık 12-13 milyonu seçmendir. Kürt seçmeni Türk siyasi hayatında bu varlığıyla önemli bir rol oynamakta.
Türk siyaseti Kürt halkını, seçmenlerini ve siyasetçilerini tek tek veya ayrı ayrı kendisi için her seçim döneminde bir aktör olarak görüyor ve görmeye devam ediyor. Kürtlere aktör gözüyle bakılıyor. Seçimden seçime biçilen bu rol, seçimler bittiğinde de bitmiş oluyor. Ancak bu gerici bir anlayıştır. Gerçeği yansıtmamaktadır.
Kürtler bugün Türkiye siyasi yelpazesinde aktör değil faktördürler. Bu gerçeğin görülmesi gerekir. Kürtler bugün Türkiye siyasi arenasında oyun kurup oyun bozabilen potansiyele sahip bir millettir. Halkımız var olan bu potansiyelini Türk siyasi arenasında sistem ve düzen yanlısı partilere harcayarak heba etmemeli. Aksine bu potansiyeli kendi ulusal ve demokratik haklarını elde etmek ve bunları kazandıracak siyasi partiler için tüketmelidir. Her bir Kürdün, kendisine statü istemeyen, özgürlüğünü sağlamayı programına almamış olan siyasi bir parti veya kuruluşla temasının olmaması lazım. “ dedi