EKONOMİST ERDOĞANDAN DÖVİZE DARBE (!)
Özlü Söz:
Halka, istemediği ve söylemediği şeyleri söyleyen kişi hakkında halkta, bilmediği şeyleri söyler. Hz. Ali (r.a)
_________________ 0 _________________
19 yılı bitirip 20. Yıla giren AKP iktidarı bu zaman süresi içinde ülkeyi ilk aldığı günkü ekonomik durumundan çok çok gerilere götürdü ve bugünkü haliyle halk kelimenin tam anlamıyla perişan bir halde.
Kendisinden önceki iktidarlar döneminde işçi, memur ve emeklilere yapılan zamlar istenilen bir seviyede değilse de AKP’nin verdiğinden çok daha iyi bir seviyedeydi.
Erdoğan’ın “ben ekonomistim” dediği günden beri ekonomi büyük bir hızla aşağılara doğru inişe geçti. Gerçek ekonomistler ve muhalefet partileri ile konu uzmanları ekonominin çok kötüye gittiğini dile getirmelerine rağmen Erdoğan’ı ikna edemediler. Kendisi gibi Erbakan’ı satan Numan Kurtulmuş ekonomi profesörü olmasına rağmen ekonomiyi bir türlü ona teslim etmedi.
Etrafındaki dalkavuklar onu “dünya lideri” olarak lanse etmesinden sonra kendisi de buna inanmış olmalı ki, öyle davranmaya başladı. Öyle ki, her konuda danışılması gereken kişi olarak kendisini gördü.
Mesela her Birleşmiş Milletler toplantılarına katıldığında “Dünya 5’ten büyüktür” dediğinde bunu destekleyecek bir liderler topluluğunu yanında hiç görmedi. Oysa bu önemli bir sözdü ama bu sözü ele alıp gereği üzere değerlendirecek liderler topluluğu yoktu.
Bu sözün altını doldurmak ve yeni bir gücün varlığını ortaya koymak için bir adıma ihtiyaç vardı ve bu güçte ancak İslam Birliği olabilirdi. Emperyalist gücün karşısına çıkacak alternatif bir gücün varlığı ancak ciddi anlamda ve sağlam duracak bir adımla olabilirdi.
Bugünkü haliyle ABD ve diğer emperyalist güç oluşumuna karşı dünyada bir gücün varlığından söz edilemez. Bu durumda tek alternatif güç İslam Birliğinin gücüdür ama buda bütün dünyadaki egemen güçlerin hiç kabul etmeyeceği bir durumdur. O zaman “dünya 5’ten büyüktür” sözü bir temenniden öteye geçemez/geçirilemez…
Son iki aydan beri ekonomideki istikrarsız gidişatın tehlikeli sinyalleri çok önceden görülüp ciddi anlamda ikaz edilmesine rağmen tedbir almayan ve sadece muhalefetin itirazları olarak algılanması olarak geçiştirmeye çalışan iktidar nihayet duvara tosladı.
Bir anda dövizdeki günlük artış ve bu artış ile birlikte her türlü mal alımına yansıması ile birlikte gözler iktidarda muktedir olamayan AKP iktidarının çaresizliğine çevrildi. Ne yapması gerektiği hususunda şaşkın ördek misali yalpalayan AKP iktidarı bu defa farklı arayışlara girdi. Belki de bir oyun peşindeydiler
Doların 18.340 TL’ye kadar çıktığı bir durumda birden dolar hızla inişe geçip 10.4 TL’ye kadar inişe ile birlikte ve yeni Maliye Bakanı’nın göreve başlaması ile gözler Erdoğan’a çevrildi. Korumalı kur mevduatı ile yeni bir terimin ortaya atılması ile birlikte sermaye sahiplerinin paralarını yeni bir faiz söylemi ile korunmaya alınması ile birlikte doların hızla aşağıya inişi akıllara durgunluk verdi.
Bu döviz inişinin kahramanı Erdoğan’dı ve onun ekonomist gücüyle bir anda durumun değişmesi seçimi kazanma adına bir kahramanlık destanını bu şekilde yansıtması hedeflenmiş olmalı…
Kendisi belediye başkanı olduğunda böyle şaşırtıcı ve kendisini kahraman olarak yansıtması o dönemden kalma bir icraatıydı. Başkan olduğunda halkın pratik ve çabuk iş gören bir başkan olduğunu halka yansıtmak için şöyle bir olay olmuştu. Aklımda kaldığı kadarıyla eskimiş su borularının yenilenmesi ve temizlenmesi için suların 7 gün kesileceği duyurulmuştu. Belediye başkanı olarak emir vermiş ve bu sorun 3 gün içinde hal edilecek diye emir vermişte ve bu sorun 3 gün içinde halledilmişti. Herkes yeni başkanın ne kadar dirayetli ve işine dört elle sarıldığının imajı verilmişti. Oysa yapılacak iş zaten 3 günlüktü ve 3 gün içinde de bitirilmişti. Burada maksat hâsıl olmuş ve belediye başkanının müdahalesi ile bu iş ivedilikle halledilmişti.
Günlük döviz artışı ve bunun fiyatlara yansıması devam ederken birdenbire Erdoğan’ın müdahalesi ile durum tersine çevrildi ve dövizler hızla inişe geçmeye başladı. Yandaş yazar ve dalkavuklar Erdoğan’ı göklere çıkarıcı söz ve beyanları yayınlamaya başladılar.
Oysa durum çok açıktı…
Para babaları faizlerin indirilmesi karşısında dövizlerin yükseltilmesi ile karşılık vermiş ve ekonominin altüst olmasını sağlamışlardı. Patronlarla yapılan toplantılarda “kur korumalı mevduat” yoluna girilerek faize yeni bir kılıf uydurulmuştu. Bu konuda Prof. Dr. Osman Altuğ hoca “Kur korumalı faiz mevduatı, faiz lobisine rüyalarında görse inanamayacakları tarihin en büyük kıyağıdır” diyerek Erdoğan’a kahramanlık atfedilen oyunun aslında faiz lobisine teslim bayrağının çekilmesi olarak ilan ediyordu.
Belediye başkanlığı döneminde 3 günlük bir işi 7 günde bitecek şeklinde ilan eden zihniyet kahraman olmak için sonradan işi 3 günde bitirmesi ile bugün dövizde yapmaya çalıştığı şey aynıdır. Kahraman olmak için bölesi bir oyuna ihtiyaç vardı ve oynadılar.
Böylesi oyunları oynamaya hiç ihtiyaç yok çünkü Allah Hud Suresi 112. Ayetinde “Emrolunduğunuz gibi dosdoğru olun” emri ilahisine uyulmuş olunsaydı bu durumlarla hiç karşılanmazlardı.
İktidar olukları dönemden bu yana sermaye sahiplerinin istem ve eylemleri doğrultusunda hareket eden AKP iktidarı bu sermeye sahiplerini ihya ederken halkını yoksullaştırdı. Yüksek faizlerle almış oldukları kredilerin otoban, köprü, tünel ve konut yapımında kullanılması ile geri ödemelerin faizlerine güç yetiremeyen iktidar, yıllarca ekonomisine katkı olarak kurduğu fabrika ve kurumlarını bu faizleri ödemek için sattı.
Şimdi geldiği nokta yine sıfır elde var sıfır…
Faize yeni bir kılıf bulunması ile kahraman ilan edilen Erdoğan…
Döviz düştü düşmesine peki her gün yükselirken akaryakıt ve doğal gaz ile elektriğe yapılan zamlar neden zamların ilk yapıldığı rakamlara çekmiyorsunuz…
Yani AKP iktidarı ile gelinen nokta 20 yıllık geriye dönüş ve 5’li çetenin ilerleyişidir…
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
