DİNİ SİYASETE ALET ETMEK II

Dini istismar ve siyasete alet etmenin türlü türlü şekilleri vardır. Ayrıca hep kötü niyet esas değildir, bazen cehalet ve muhakeme zafiyetinden dolayı iyi niyetle de din siyasete alet edilir.

Yakın bir dostum her hafta Türkiye’yi yücelten ve Arabistan ile Arap devletlerini kınayan videolar gönderir. En büyük derdinin, İslam ümmetinin birliği olduğunu söylemeyi de ihmal etmez hep hatırlatır.

Son videoda şunlar anlatılıyordu özet olarak: Arabistan Kur’an’ın İbranice mealini hazırlatmış ve İsrail’i rahatsız edecek üç yüz ayeti tahrif etmiş. Tek misal veriyor o da şu: Hz. İbrahim’in Kurban etmek istediği oğlunun İshak olduğu söyleniyormuş. Arkadaşım şunu da ilave ediyor: Sanki İsmail diye bir şahsiyet yokmuş gibi ondan hiç bahsetmiyor.

Ona bir video ile şu uyarılarda bulundum:

a. Arabistan ile Türkiye’nin arası siyaseten iyi olsaydı sana ne böyle bir bilgi gelirdi ne de sen bana ulaştırma ihtiyacı duyardın.

b. Kurban edilmek istenenin Hz. İsmail olduğu görüşündeyim ama büyük birçok müfessir kurban edilmek istenin İshak olduğunu söylüyor. Nihayetinde ikisi de Hz. İbrahim’in oğlu ve ikisi de peygamber. Kur’an’da hangisi olduğu sarahaten ifade edilmiş olsaydı müfessirler de ihtilafa düşmezdi.

c. Arabistan’ın Kur’an’ı dünya dillerine tercüme ederek hacılara dağıtması ve dünyanın belli merkezlerine bürolar açarak isteyenlere bedava dağıtma işi onlarca yıl önce başlamıştı. Muhtemelen İbranice meal de onlarca yıl önce hazırlanmış, bastırılmış ve dağıtılmıştır. Gündeme getirilmesi Arabistan’la İsrail arasında yakınlaşma sinyalleri ve Türkiye’den uzaklaştığı bu sıralar oluyor.

Türkçe dağıttıkları meal Ali Özek başkanlığında Hayrettin Karaman, Ali Turgut, Mustafa Çağrıcı, Kâfi Dönmez ve Sadreddin Gümüş tarafından yapılmıştır.

Bu maddeyi uzatmamın sebebi şu: Suudi Arabistan’ın yaptığı en hayırlı işi siyaset uğruna karalanmasıdır.

Bu son cümleden Arabistan’ı savunduğumu söyleyen bir çevre olacaktır. Olacaktır diye doğruyu söylemeyelim mi?

Hatta işi ileri götürüp aramızda gerginlik varken Arabistan’ı övüyorsun. Bu, vatana ihanettir diyenler bile çıkar.

d. Arabistan yönetimi aleyhine ben de yazı yazdım. Ama her gün ve her vesile ile eleştirmem mi gerekiyor. Diğer Arap yönetimlerinin eleştirilecek yönleri de vardır. Türkiye yönetiminin de.

Türkiye’de sabah-akşam Arabistan ve Arap devletlerinin yönetimlerini eleştirmek ümmetin birliğine fayda vermediği gibi tefrikayı körükler. Arabistan’ın yönetimini eleştireceksen git orada eleştir, belki faydası olur.

Aslında bu gibilerin büyük çoğunluğunun derdi başka yönetimleri eleştirmek değil, Türkiye yönetimini övmektir. Övmek istiyorsan başkasını karalamadan da övebilirsin.

e. Günümüz devletlerinin yöneticileri yakın vade çıkarlarını gözetirler. Devletin çıkarı neredeyse oradadırlar. İslam da elbette toplum ve devletlerin çıkarını gözetir ama rejimlerin öncelikleri farklıdır.

f. O dostuma şunu da söyledim: Arap devletlerinin bir kısmının İsrail ile normalleşme peşinde olduklarını söylüyorsun ve bunu büyük bir felaket olarak anlatıyorsun.

Benim de pek içime sinmiyor ama bunu büyük bir felaket olarak görmüyorum. Sen bunu Türkiye siyasetini övmek adına söylüyorsun. Bu ara İsrail ile aramızda birtakım sorunlar var lakin elçiliğimiz var ve işler normal yürüyor aslında.

• din-devlet-ilişkileri
• Mehmet-Sait-Şimşek