DİJİTAL DÜNYADA DİJİTAL AİLE

H24/ Makale/ Türkan Çiğdem 

Dijital aile olur mu demeyin, hepimizin elinde birer dijital, pahalı oyuncak var. Bu oyuncak ile ne kadar zaman geçirdiğimizi bir düşünelim.Dijital dünya hayatımıza o kadar hızlı girdi o kadar hayatımızın her alanını kapladı ki hiç farkında değiliz.

Doğumumuz , ölümümüz,bütün hayatımız ve yaşantımız Allah için değil dijital(sanal) dünya için oldu.

Düğünlerimizi, bayramlarımızı,doğum günlerimizi, sosyal medyadan kutluyoruz. Hastalarımıza geçmiş olsunu,cenazelerimize baş sağlığını sosyal medyadan yapıyoruz.

Gezmelerimiz,giyimimiz,kuşamımız,yemeklerimiz,güler yüzümüz hep sosyal medyadan için. Okuduğumuz kitabı, izlediğimiz filmi, eşimizi, çocuğumuzu,evimizin her odasını gösterdik.

Gösterdik göstermesine de kime ne gösterdik, görenlere bunun ne faydası oldu, göstermekle bizim hayatımızda ne değişti, toplum olarak bizim hangi alanda geliştirdibilmiyoruz. Kısacası hiçbir mantığı olmayan işler yaparak geliştiğimizi ve ilerlediğimizi zannederek kendimizi kandırıyoruz.

Dijital dünyaya öyle hipnozlandık ki yaşamlarımızın sanallaştığını ,içinin boşaldığını göremez, duyamaz ve hissedemez hale geldik.

Sizcede Bakara Suresi 7.ayeti yaşamıyor muyuz?

“Zira Allah onların kaplerini ve kulaklarını mühürrlemiştir. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.” Gelişen dünyada ilerlemişliğin sembolü olarak yapay zekadan bahsediliyor. Aslına bakarsanız toplumun yüzde sekseni okumayan, düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan, Akledemeyen, üretemeyen sadece tüketime endekslenmiş yapay zekalar halinde yaşıyoruz.

Dijital dünyanın gelişmişliği bu kadar hayatımıza girmeden önce insanlar birbirlerinin ne yediğini ne içtiğini veya ne giydiğini ne aldığını bilmezdi, fakirin canıda bu kadar yanmazdı.

Sanal dünyada yalan hayatlarımızla böbürlenerek ,övünerek ,gösteriş yaparak zerre kadar diğer insanların ne hissedeceğini ne düşüneceğini umursamadan “kendisi için istediğini kardeşi için istemeyen “ bencil bireyler olarak mutlu olmaya çalışıyoruz. Önceleri göz görmeyince gönül katlanıyordu.İnsanlar mevcut şartlarına kanaat ediyor,azla yetiniyor ve şükrediyordu. Dolayısıyla mutlu olabiliyordu.

Şimdikilerde ise sosyal medya aracılığı ile oluşan algıda lüks ,konforlu,rahat yaşam sahtekarlığına düşen aileler “onlarda var bizde niye yok”, “bizimkiside yaşamak mı “ , “insanlar ne kadar rahat yaşıyor biz zorlanıyoruz”gibi yıkıcı düşüncelerle yuvalar yıkılıyor.

Kanaat,şükür,sabır gibi değerler ortadan kalktı. Goalalım,sahip olalım, tüketelim mantığı geldi. Bunun sonuçları ise toplumda tatminsiz, doyumsuz, mutsuz, psikolojik hastalıkların eşiğinde kıvranan, kendisine, ailesine, çevresine, topluma,vatanına, milletine hiçbir hayrı olmayan verimsiz, tükenmiş, bitmiş insanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Yüksek teknoloji aletlerini iyi kullanan fakat kendi yaradılışındaki yüksek teknolojiden haberi olmayan ve kendinden yüksek verimi alamayan insanların ziyan oluşunu izliyoruz.

“FE EYNE TEZHE-BUN!” “NEREYE BU GİDİŞ”

Tekvir Suresi 26. ayet

• Dijital-Dünyada-Dijital-Aile
• aile-danışmanı
• Türkan-Çiğdem-Makaleleriyle-H24-Haber’de