Sedat Peker'in iddialarının ardından Demirtaş'tan paylaşım

 Eski HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarının ardından, Twitter hesabından Gazete Duvar'da 2 ay önce yayımlanan yazısını tekrar gündeme getirdi. DemirtaÅŸ, "Kim bu devlet içindeki çeteler?" baÅŸlıklı yazısını paylaÅŸtı. DemirtaÅŸ, paylaşımına, "Merhabalar. 2 ay 13 gün önce yazmıştım.

Güncel geliÅŸmeler ışığında lütfen bir daha okuyun. Kim bu devlet içindeki çeteler?" notunu düÅŸtü. Merhabalar. 2 ay 13 gün önce yazmıştım. Güncel geliÅŸmeler ışığında lütfen bir daha okuyun. Kim bu devlet içindeki çeteler? https://t.co/Hi3BRKhGuh —

Selahattin DemirtaÅŸ (@hdpdemirtas) May 24, 2021 DemirtaÅŸ'ın 11 Mart tarihli yazısında yer alan ifadeler ÅŸöyle: Bu çetenin siyasete karşı darbe faaliyeti yürüttüÄŸünü, gayrı meÅŸru yollarla siyasete, seçimlere müdahale ettiÄŸini tespit etmek zor olmasa gerek. Ve bu çete teÅŸhir edilip üstüne gidilmezse, frenlenmezse önümüzdeki seçimlere de gayri meÅŸru yol ve yöntemlerle müdahale edeceÄŸini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok.

Bu vesileyle tüm liderlere açık çaÄŸrı yapıyorum... Türkiye 2014 yılından itibaren fiilen, 2018 yılından bu yana da resmen CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi'yle yönetiliyor. Bu sistemin demokrasiye, hukuk devleti ilkesine, çoÄŸulculuÄŸa ve güçler ayrılığı ilkesine açıkça aykırı olduÄŸu herkesçe biliniyor. Bu durum muhalefet tarafından da sık sık dile getiriliyor. Zaten halkın büyük çoÄŸunluÄŸu, bu sistemin yol açtığı krizlerden doÄŸrudan etkilenmeye baÅŸladığı için de CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi'ne olan destek gün geçtikçe azalıyor. Bu sistemden er geç çıkılacağından eminim.

Sadece, zamanını kestiremiyorum. Belli ki muhalefet bu sisteme alternatif çalışmalarını somut hale getirerek bir gelecek vizyonu da çizmeye çalışıyor. Umarım daha fazla geç kalmazlar ve yeni anayasa tartışmalarında ön almayı, gündem belirlemeyi baÅŸarırlar. Ancak ben bu yazıda, muhalefetin eksiÄŸi olarak gördüÄŸüm bir baÅŸka konuya deÄŸinmek istiyorum. Yukarıda da belirttiÄŸim gibi muhalefet, CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sisteminin resmi ve aleni politikalarını, uygulamalarını eleÅŸtiriyor, yeri geldiÄŸinde teÅŸhir ediyor, ciddi hatalar tespit edince de üstüne gidiyor. Fakat ilginç bir ÅŸekilde, bu hükümet sisteminin ÅŸemsiyesi altında, devlet içinde yarı gizli ve gizli ÅŸekilde örgütlenmiÅŸ yapılanmaların, çetelerin üstüne gitmiyor, onları teÅŸhir etmiyor, en azından belgeleyip raporlamıyor.

ÇETE, USULSÜZLÜKLERLE FÄ°NANSE EDÄ°LÄ°YOR'

Neyi kast ettiÄŸimi biraz açayım. ÖrneÄŸin beÅŸ yandaÅŸ müteahhite, akıl almaz usulsüzlüklerle çok ciddi miktarlarda kamu kaynakları aktarılıyor. Gazeteci ÇiÄŸdem Toker, bu usulsüzlükleri harika bir gazetecilik örneÄŸi sergileyerek bir belgeliyor, yazıyor. (Ki bana göre, kendisi yılın gazetecilerinden seçilmeliydi ve tüm muhalefet liderleri kendisini ziyaret edip ondan brifing almalıydı.)

Muhalefet bu meselenin peÅŸine düÅŸse olayın sadece ihale yolsuzluÄŸu olmadığını, iÅŸin özünde çetelerin el altından finansmanını saÄŸlayan çok daha büyük ve gizli bir yapının olduÄŸunu ortaya çıkarabilecektir. Elbette bunun dışında da çeÅŸitli kaynaklar yaratılıyor. DoÄŸrudan kamu kaynaklarıyla veya vakıflar aracılığıyla, belediyeler yoluyla da çıkarlar saÄŸlanıyor, makam ve mevki dağıtılarak ödül sistemi devreye sokuluyor. Tetikçi yandaÅŸ medyanın, orada yazan, konuÅŸan gazeteci, akademisyen, araÅŸtırmacı görünümlü birçok ÅŸahsın bu kaynaklardan finanse edildiÄŸini tahmin etmek mümkün. Muhtemelen 50-60 kiÅŸilik bu medya tetikçisi güruh, ceplerine doldurulan bol paralar karşılığında her gece televizyonlarda kanal kanal dolaÅŸtırılarak kendilerine verilen, günün veya haftanın düÅŸmanını linç etme görevini yerine getiriyor.

Son beÅŸ yıldır kimlerin bu kanallarda düzenli olarak bu faaliyetlere katıldıklarını tespit etmek zor olmasa gerek. Denilebilir ki, medya ve ifade özgürlüÄŸü var. Ä°steyen herkes demokratik hakkını kullanıp televizyona çıkabilir ve konuÅŸur. Bu güruh dışında kimsenin böyle bir hakkının olmaması bir yana, bu faaliyete katılanların belli bir merkezden yönlendirildiÄŸi, görevlendirilip finanse edilerek belli bir amaca (muhalefete operasyon) yönelik, sistematik bir çalışmaya dahil oldukları için öyle basitçe eleÅŸtirilip geçiÅŸtirilemez. Ortada çok ciddi ve ağır bir suç var. Yani sadece basın ahlak ilkeleri ihlal edilmiyor ya da sadece iftira, hakaret suçu iÅŸlenmiyor.

Devlet içinde çöreklenmiÅŸ bu çete aracılığıyla siyasete, seçimlere, yargıya doÄŸrudan müdahaleler yapılıp iktidarın gücü tahkim edilmeye çalışılıyor. Bu çetenin sosyal medya ayağının, yargı ayağının, sivil toplum, sermaye ve en tepede siyaset ayağının olduÄŸunu anlamak da tespit etmek de zor deÄŸil.

'ÇETELERÄ° YARGI ÖNÜNE ÇIKARMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR'

 YaÅŸanan bir olay karşısında siyasi iktidarın tutumu, eÅŸzamanlı olarak yandaÅŸ kanalların ve oradaki tetikçilerin tutumu, sosyal medya ve sivil ayağın tutumu, aynı anda yargının tutumu yan yana konulunca bunların ancak ve ancak tek merkezden yönetilmekle bu kadar senkronize çalışmalarının mümkün olabileceÄŸini rahatlıkla ortaya koyabiliriz. Mesela Gelecek Partisi Genel BaÅŸkan Yardımcısı Selçuk ÖzdaÄŸ’a ve gazeteciler Orhan UÄŸuroÄŸlu ile AfÅŸin HatipoÄŸlu’na ölümcül saldırılar gerçekleÅŸti.

Bu saldırıların örgütlü ve planlı olduÄŸunu bilmeyen var mı? Peki ne oldu bu saldırılar sonrasında? Siyasi iktidarın ve ortaklarının açıklamalarını, yandaÅŸ medyanın tutumunu ve yargının tutumunu yan yana koyun bakalım. Ortada ayıplanacak, kınanacak bir durum mu var yoksa devlet içindeki organize bir suç ÅŸebekesinin kolektif olarak iÅŸlediÄŸi çok ağır bir suç mu var? Peki muhalefet bu durumu neden ayıplamayla, kınamayla, esefle karşılamayla geçiÅŸtiriyor?

Çok tuhaf, deÄŸil mi? HDP’lilerin yargılama süreçlerindeki çete faaliyetlerini burada anlatmayacağım ama bilinsin ki hepsi partimizin hukukçuları tarafından belgeleniyor, raporlanıyor. Günü geldiÄŸinde de bağımsız yargının ve TBMM’nin önüne koyacağız. Bakalım bizi medyada her gün, her gece hakaret, yalan ve iftiralarla linç eden, suçlu ilan eden, yargılama süreçlerimize doÄŸrudan etki eden bu güruh o gün ne ifade verecek?

TÜM LÄ°DERLERE AÇIK ÇAÄžRI YAPIYORUM

 Bunun gibi yüzlerce örnek yaÅŸanıyor. Hatta bizzat muhalefet liderleri bu çetenin medya, bürokrasi, yargı, siyaset ayaklarının saldırısına uÄŸruyorlar. Ama ilginç bir ÅŸekilde sadece kınayarak, ayıplayarak geçiÅŸtiriyorlar. Acaba onlar da, “Günü gelince yargı önünde hesabını sorarız” diye sabır mı çekiyorlar? EÄŸer öyleyse büyük yanlış yapıyorlar. Çünkü muhalefetin bu garip tutumu nedeniyle çok ağır tahribatlar yaÅŸanıyor, çeteler her geçen gün daha da pervasız, cüretkar ve saldırgan hale geliyor. Milyonlarca insan bu çetenin elinde adeta rehin alınmış gibi korkudan gıkını çıkaramıyor.

Twit atanı, yazı yazanı, slogan atanı, dik duranı, sesini çıkaranı bu çete önce trol ağıyla medyada linç ediyor, ardından siyaset ayağı hedef gösteriyor, sonra yargı ayağı devreye girip tutukluyor veya çetenin sokak ayağı devreye girip dövüyor, fiili linç yapıyor. Peki bu yarı gizli, gizli çetenin açık ve örtülü faaliyetleri sizce nereden, hangi merkezden yönetiliyor?

Kim finanse ediyor, kim koruyor bunları? Muhalefet bu konuyu neden ciddiyetle ele almıyor?

Tüm muhalif liderleri aynı masanın arkasına geçip ortak bir basın toplantısıyla neden bu çeteye karşı siyasi, hukuki, toplumsal bir mücadelenin startını vermiyor?

TBMM’de araÅŸtırma komisyonu kurulması için neden her gün mücadele yürütmüyor? Bu çetenin faaliyetlerini isim isim neden raporlayıp Meclis’e sunmuyor? Bence bunların hepsini yapmaları lazım. Bu çetenin siyasete karşı darbe faaliyeti yürüttüÄŸünü, gayrı meÅŸru yollarla siyasete, seçimlere müdahale ettiÄŸini tespit etmek zor olmasa gerek. Ve bu çete teÅŸhir edilip üstüne gidilmezse frenlenmezse önümüzdeki seçimlere de gayri meÅŸru yol ve yöntemlerle müdahale edeceÄŸini öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu vesileyle tüm liderlere açık çaÄŸrı yapıyorum.

Devlet içine çöreklenmiÅŸ bu yapının üstüne gitmek için ortak tutum almalısınız, birlikte hareket etmeli ve Meclis’i daha fazla iÅŸletmelisiniz. EÄŸer iktidar ve ortakları bu yapılarla iç içe deÄŸilse onların da normal olarak bu mücadeleye destek vermesi beklenir. Umarım meseleye ciddiyetle ve kararlılıkla yaklaşılır. Yoksa bu çete daha gözü kara davranmaya cüret eder hale geldiÄŸinde artık geç kalınmış olunabilir. Devletin çetelerden temizlenmesi yarına bırakılamaz.

Mücadele bugünden baÅŸlamalıdır. Suç iÅŸleyen herkes er geç yargı önünde hesap vereceÄŸini bugünden bilerek ona göre hareket etmelidir. Devletin kimseye ailesinden miras kalmadığı, halkın ortak deÄŸeri olduÄŸu herkese çok net bir ÅŸekilde hissettirilmelidir. Bunu da ancak siyasetçiler el ele vererek yapabilir. Sonuç itibarıyla CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sisteminin yol açtığı tahribatlar irdelenirken devlet içi yarı gizli, gizli hukuk dışı yapılanmalar göz ardı edilmemeli, bunların üstüne kararlılıkla gidilmelidir.

Bu çetelerin ne amaçları ne de faaliyetleri en küçük bir meÅŸruiyet, yasallık taşımazken aksine çok ağır suçlar iÅŸlenirken muhalefet kınayıp eleÅŸtirmekle yetinmemelidir. Topluma karşı sorumluluk duygusu ve görev bilinciyle hareket edilmeli, bu süreç demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak ciddiyetle ele alınmalıdır.

• Selahaddin-demirtaÅŸ
• sedAT-PEKER