VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 19 April 2023 13:59:45

0 Yorum

Kez Okundu.

Bu Seçim Başka Seçim Bu Amerikancı İslam’ın İflasımı

BU SEÇİM BAŞKA BİR SEÇİM! BU AMERİKANCI İSLAM’IN İFLASI MI?

H24/ Makale / Mehmet Necip YAVUZER 

Özlü Söz:

Ne tuz… Ne biber… Ne de zehir acı; Vallahi bastırdı şu

Politik-acı

Necdet Bora

21 yılık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği siyasi gerilim sonucunda zorlamayla da olsa 14 Mayısta sandık başına gidiliyor. Bu seçim geçmişteki birçok seçimden çok daha farklı ve bu fark seçim sonrası net bir şekilde ortaya çıkacak. Çünkü 21 yıldır iktidarında AKP, ülkeyi soktuğu gerilimli siyasetin yanı sıra ekonomik çıkmaz bu seçimde halk üzerindeki tepkisiyle ölçülecek.

Erdoğan’ın başında bulunduğu AKP ilk kurulduğu dönemde herkes “bunlar Erbakan’ın yetiştirdiği gençlerdir bunlar ülkeyi kurtaracak” inancıyla bir algı oluşmuştu. İlk dönemde insanların desteğini alabilmek için olumlu adımlar atan ve halkın Erbakan’a olan güvenini bildikleri için “Biz iktidar olursak Erbakan’ı cumhurbaşkanı yapacağız” şeklideki propagandaları halk nezdinde itibar görmüştü. Ve bu durum onların etrafında bir kenetlenmeyi getirmişti.

Rahmetli Erbakan ise bunların icraatları sonucunda çıkacak felaketleri çok önceden tespit edip onların “Siyonizm tarafından kurulduğunu” ifade ederek siyasi dehasını ortaya koymuştu. Bu söylem herkesi bir anda Erbakan’dan ve bu söyleminden uzaklaştırdı. Ne yazık ki bu söylem insanlara ağır gelmiş ve Erbakan’a olan bağlılık Erdoğan’a dönmüştü. Erbakan son olarak kurduğu Saadet Partisi ne yazık ki bu söylemlerin sonucunda ülke barajı olan %10’a takılarak bugüne kadar baraj sorunu ile hep karşı karşıya kaldı. Oysa Erbakan söylemlerinde çok çok haklıydı ve söylemleri ancak AKP’nin Fethullah Gülen cemaati ile 12 yıl birlikte çalıştıktan ve 17/25 Aralık’taki olayların sonrasında anlaşılabildi.

AKP, halk arasında taban tuttura bilmek için etrafına topladığı iş alanındaki sermaye sahipleri, cemaatler, tarikatlar, kömür ve makarnayla tutturduğu taban ile ilk adımlarını atmıştı…

Etrafına topladığı bu oluşumlar ile siyasi yoluna giderken muhalefeti ülke yararına motive etmek yerine gerilim siyaseti ile tabanda kin ve nefrete dönüşen bir düşmanlığa sebep olacak siyasi icraatlara girişti. Ülkenin kuruluşu ile birlikte hakları verilmeyen ve üvey evlat muamelesi gören Kürtlere dostça bir el uzatmak yerine düşmanlığa varan siyasi gerilime yol açan siyasi kulvarlara girdi.

CHP’nin ana muhalefet olduğu siyasi platformda AKP ülkenin ekonomik ve siyasi alanda ilerlemesi için onlarla işbirliği yerine düşmanca bir siyaseti seçmesi gittikçe ivme kazanan bir gerilimi girildi. CHP’yi geçmişiyle yargılayan sert bir siyaseti seçti. Sert bir etkinin karşılığı her zaman sert bir tepki olur ve buda AKP sayesinde hayata böylelikle geçti.

Eğer AKP, İslam’daki hoşgörü ve adaletli bir paylaşım siyasetini izlemiş olsaydı ne CHP ile girilen siyasi gerilim olurdu ne de HDP ile Kürt-Türk ayrımına yol açan siyasi çıkmazlara girilirdi.

AKP’yi kuran ilk kadro İslami bir siyasi kökenden gelmelerine rağmen “Biz İslamcı Bir Parti Değiliz” diyerek herkesi şaşırtırken aynı zamanda kendi tabanına da İslami bir ajitasyonla desteklerini alma gayretine giriyordu. Yani AKP deyim yerindeyse hem nalına hem mıhına vuran bir siyasi yol izlemeye koyuldu.

AKP, ilkin temel kadrosunu “Milli Görüşten” kopanlarla işe başladı. Mevki ve makam peşinde koşanlar tek başlarına iktidar olunca sistemin bütün dizginleri ellerine geçti. Bir anda büyük paraların ve büyük imkânların ana kaynakları ellerine geçince İslami kökenden geldiklerini ve İslami hassasiyetlerini unutarak İslami olan bütün değerlerinden sıyrıldılar.

Avrupa Birliğine girebilmek için İslami olan birçok meseleyi bu yolda feda edecek kadar yollarını şaşırdılar. Örneğin domuz eti kasaplık et statüsüne getirildi. Zina serbest bırakıldı ve tıpkı Avrupa’daki aşağılık bir uygulama olan erkeğin erkekle evlenmesine ses çıkarmayacak kadar Avrupalı olma yolunda tavizler verildi.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bu İslam dışı hareketlere ve aynı zamanda İslam’da haram kabul edilen meselelere ses çıkarmayan ve onları destekleyerek Erdoğan’a “halife ve dünya lideri” diyecek kadar ileri giden tarikat önderleri ve İslam Âlimi diye bilinenlerden ses çıkmayınca bunlar daha da ileri gitmeye başladılar. Birçok kiliseyi besmeleyle açtılar ve erkeklere vaaz veren kadın hatipleri “tabuları yıktık” diye ilan ederek duyurdular.

Muhalefet onların bu uygulamalarına sert bir şekilde cevap verirken bu defa muhalefetin başı olan CHP’yi Mustafa Kemal ve İnönü’nün zamanında yapılan İslam karşıtı uygulamaları ile vurmaya başladılar. Kendilerinin dışında herkese “terörist” diyecek kadar ileri giden AKP iktidarı bugüne kadar hiç alışık olunmayan icraatlara giriştiler. Kendi siyasi gidişatlarından ve bugüne kadar bilinen bütün standartların dışına çıkarak konumlarından taviz vermeyince gençler arasında ateist ve deistlerin sayısı hızla artmaya başladı. Bu artışlar sebebi ne yazık ki İslami görünüp İslami olmayan uygulamaları ile AKP’nin eseriydi.

İstikrarsız bir ekonomi plan sonucunda ülke ekonomisi hızla çöküşe doğru yol aldı. Hazineden yapılan aşırı harcamalar neticesinde dışarıdan yüksek faizli krediler alındı. Devlet hazinesine kaynak aktarmak için akaryakıt, doğalgaz ve elektriğe yapılan aşırı zamlar yapıldı. Bu aşırı zamlar diğer alanlardaki mal ve hizmetlere yansıyınca ve AKP’nin denetim ve kontrolü ele alamaması sonucunda ülke bir anda ekonomik bir çöküş yaşadı ve bu çöküş halende devam ediyor.

Hazineden kendi istedikleri gibi harcama yapan ve lüks yaşamlarından hiç taviz vermeyen AKP iktidarı bu ekonomik çöküşün temelini attı. Ücretlere yapılan küçük artışlar vatandaşın günlük ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelirken kendi saraylarının lüks harcamalarını hiçbir kısıtlama getirilmedi.

Etrafındaki onlara köle gibi bağlı olan yüksek bürokratlara birkaç maaş vermelerinin yanı sıra mafya bağlantıları ile yapılan işbirliği sayesinde birçok bakanın isminin çıkması AKP iktidarının ülke geleceğine yapacağı yatırım yerine kendi geleceklerine yatırım yapmaları artık halk tarafından bilinen acı bir gerçek olarak ortaya çıktı.

Sedat Peker adlı mafya lideri AKP’nin uzun bir süre hararetli bir destekçisi oldu. Aralarında geçen bir menfaat çatışması sonucu araları bozuldu. Ve ne hikmettir ki Sedat Peker onlarla işbirliği yaptığı dönemde onlarla her işinin belgesini tutmuştu. Uzun bir süre bu belge ve ilişkili birçok ismi yurt dışına çıktıktan sonra açıkladı. Sonunda nasıl olduysa sesini kıstılar. Ama Sedat Peker seçim yapıldığında seçime az bir zaman kala birçok kişiye ve belgeleriyle açıklayacağını söylemişti. Sedat Peker’in sesini kıstık diye sevinirlerken bu defa ortaya Diyarbakırlı Muhammed Yakut adlı bir iş insanı çıktı.

Muhammed Yakut’un sosyal medyada açıkladığı isimler ve kimlikler AKP’nin bütün ipliğini pazara çıkarırcasına iddialı konuşuyor. Bakalım bu seçime nasıl bir şekilde yansıyacak…

Ana muhalefet olan CHP bu istikrarsız gidişatı haklı olarak eleştirip yerine doğru olanı söyleyince onları geçmişleri ile vurmaları AKP’nin ana siyaseti oldu. Gerek siyasi platformda gerekse halk nezdinde AKP’nin yaptıkları artık şiddetle eleştirilirken siyasi alanda birliğe doğru bir adım atıldı. 6 siyasi parti uzun süren bir çalışma sonucunda AKP iktidarının ülkeyi getirdiği duruma dur demek için bir ittifaka girişti.

Bu ittifaktan sonra AKP’de aynı yolu takip ederek birbirine zıt kutuplar gibi görünen partileri kendi etrafına topladı. En ilginci Fatih Erbakan ve HÜDAPAR’ın AKP ile olana ittifakı oldu. Fatih Erbakan, rahmetli babası Necmettin Erbakan’ın bütün söylediklerin çiğneyerek AKP ittifak kurdu. Erbakan Hoca; “AKP’yi Siyonizm kurdu ve kim AKP’ye oy verirse cehenneme bilet almış olur” sözleri herkes tarafından bilinirken Fatih Erbakan’ın babasının bu söylemlerini çiğnemesi tabanda büyük bir hoşnutsuzluğa sebep oldu. Fatih Erbakan baraj sorunu olmadan seçime kendi logosu ile girecek. Diğer yandan HÜDAPAR ise ittifak sonucu AKP saflarında seçime girecek. Birkaç milletvekili ile bir bakanlık alırlarsa ilk defa parlamentoya adım atmış olacaklar. İşin en ilginç yanı geçmişte siyasete küfür gözüyle bakan HÜDAPAR’ın bu defa siyasete bu şekilde adım atmaları onlara bir eleştiri olarak yansıtılıyor.

Bir diğer sorunda Saadet Partisi ilk defa kendi logosunun dışında bir logo altında seçime girmesidir. Parti tabanında büyük bir huzursuzluğa yol açan bu durum seçim sonrası yapılacak erken genel merkez seçimine büyük bir olay olarak yansıyacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Saadet Partisine tabanından gelen en büyük eleştiri uzun bir süredir genel merkezin bir ekibin elinde olduğu ve bu ekibin “Milli Görüşün” temel ilke ve kurallarının dışında hareket ettiği yönündeki eleştirilerdir. Bu ekip uzun bir süre önce yurt geneline birçok il başkanını hiçbir gerekçe göstermeden görevden alarak kendilerine yakın kimseleri atamaları ile başlayan huzursuzluk bu çalışmaları ile baş gösterdi.

CHP listelerinde Saadet Partisi adına seçime girenler bu ekipten olanlardır. Bu ekibin uzun bir süreden beri Erbakan Hocanın koymuş olduğu ilke ve kuralların dışında hareket etmesi ve parti içinde huzursuzluğa yol açan icraatlara imza atmaları pek hoş karşılanmadı. Seçim sonrasında Saadet Partisinde büyük bir değişimin ve bazı kadroların saf dışı kalacağı gözetleniyor. Çünkü bu huzursuzluğa tepki gösteren ve parti tabanında Erbakan Hocanın koymuş olduğu dava ilkelerine sahip çıkan büyük bir kesimin olduğu gözlemleniyor.

Bu seçim ABD tarafından iktidara getirilen AKP’nin uygulamış olduğu ve adına “İslamizasyon” denilen projenin iflası gibi görünüyor. Çünkü özellikle Şanlıurfa’da Bekir Bozdağ’ın aday tanıtım toplantısına salonun boşaltılması ve Erdoğan’ın yine Şanlıurfa’da konuşma yapması esnasında “Hırsızlar İstifa” diye slogan atılması Amerikancı İslam’ın iflası gibi görünüyor.

Görelim Mevla’m neyler, Neylerse güzel eyler…

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER