AMERİKA’NIN TUZAĞI; TÜRKİYE SURİYE’DE ADIM ADIM SAVAŞA GİRİYOR…
Özlü Söz: Süper güçlere asla güvenimiz yoktur; o kadar ki, artık doğru bir şey dahi söyleyecek olsalar, kendi çıkarları icabı ve milleti oyuna getirmek için söylediklerine inanırız. İMAM HUMEYNİ (rah. aly)
____________ 0 ____________
Suriye’nin bugün bu durumda olmasının tek müsebbibi ABD ve iktidar desteği verdiği AKP iktidarıdır. İran İslami inkılâbını gerçekleştirdiğinde ona kapılarını açan ve yardım eden ülkeydi.
İran, Suriye’nin yardımı ile Siyonist İsrail’i kontrol etmek için Lübnan’da Hızbullah’ı kurdu ve elini güçlendirdi. Bunu Suriye’nin yardımı ile yaptığını en iyi bilen ABD idi…
Siyasi bilinç ve deneyimden uzak ihvan’ın Suriye kolu ABD’nin tuzağı ile Hama’da Esad rejimine karşı bir hareket başlattı. Bu harekatı başlatmadan evvel İran’a bir heyet gönderen Suriye ihvanı İmam Humeyni ile görüşmüş ve İmam onlara böyle bir harekete kalkışmamalarını söylemişti. Giden heyet İmama biz izin almaya gelmedik sadece sizi bilgilendirmeye geldik dediklerinde İmam onlara; “Biz yeni inkılâp yaptık ordumuz daha hazır değil size yardım etmemiz mümkün değil. Mademki söz dinlemeyip harekete geçiyorsunuz o zaman harekâtınızı Şam’dan başlatın” demişti. Heyet; “Biz bütün stratejimizi Hama üzerinden hareket etmekle yaptık” dediklerinde İmam onlara; “Sizi orada bitirirler” demişti. Ve gerçektende öyle oldu…
Hafız Esad Hamayı tanklar çevirdi ve havadan da bombaladı… Resmi olmayan kayıtlara göre orada binlerce insan katledildi… Hata yaptıklarını geç anlayan Suriye ihvanının liderleri bu harekâta daha başlamadan önce Erbakan Hocayı da ziyaret etmiş onunda yapmayın nasihatini dinlemediklerini açıkladıklarında iş işten geçmişti…
Bu tuzağı Suriye İhvanını empoze ettirip yaptıran elbette ki ABD idi… ABD’nin amacı Siyonist İsrail’in güvenliğini sağlamak ve oradaki enerji kaynaklarına sahip olma emeliydi… Bunun için orda onun yerine harekete geçecek bir iktidara ve bir lidere ihtiyaçları vardı ve onu da çoktan bulmuşlardı… Evet, buldukları lider Recep Tayyip Erdoğan’dı… Ve ona kısa sürede bir parti kurdurtarak 2002 Kasımında iktidara getirdiler…
2003 yılında 2. Körfez müdahalesinde ABD uzun süreden beri ortaya koymak istediği planına adımı böylece atmıştı. Çünkü 1982 yılında Siyonist bir strateji uzmanı olan Oded Yinon bir rapor hazırlamıştı ve o plana göre Irak 3’e bölünecekti… Kuzeyde Kürt Devleti… Sünni Araplara ait bir devlet… Şii Araplara ait bir devlet…
Irak’ın üçe bölünmesi demek Siyonist israil’in önünün açılması ve Nil’den Fırat’a kadar olan topraklarda Büyük İsrail imparatorluğunun kapılarının açılması demekti… Plan ve strateji buydu ama gerçekleşmesi bizim açımızdan mümkün olmayan bir şeydi…
ABD bunun için ortadoğuyu ateşe atmaktan çekinmedi ve Irak’a girdikten sonra Suriye’ye girmeleri ayan beyandı… Rahmetli Erbakan; “Eğer Irak’tan sonra Suriye’ye girerlerde bilin ki hedef Türkiye ve İran’dır” sözü bugün adım adım kendini belli ediyor…
Irak’tan sonra Suriye’ye girildi ve Türkiye’nin Suriye’ye müdahil olması çok istenmesine rağmen Erdoğan muhalefetin karşı çıkmasından dolayı buna pek yanaşamadı. Yanlış bir siyasi strateji izlemesinin geçte olsa farkına varmasına rağmen bu konuda gerekli adımı atmadığı gibi bugün İdlip müdahalesi ile ABD’nin tamda istediği bir noktaya gelmiş durumda…
Suriye ordusu ile defa Türk ordusu ile doğrudan çatışmaya girdi. Acaba Suriye rejimi, Türkiye’yle savaşmak mı istiyor yoksa işin içinde daha önem arz edan farklı sorunlar mı var…
İşin düğüm noktası burada… Rusya, Türkiye’nin İdlip’te El-Nusra militanlarının kurtarılması için askeri bir güçle müdahale etme eğilimi gösterince çatışmalar çıktı ve Türk askerlerine ateş açılarak ilk çatışma başladı… Acaba Rusya burada ikili mi oynuyor… ABD, Türkiye’nin Suriye’de savaşa girmesini zaten başından beri istiyordu. Şimdi Suriye askerleri Türk askerine ateş edip öldürürken bunun farkında değil mi veya Rusya bu konuda neden buna zemin hazırlanmasına müdahil olmuyor…
O zaman Rusya ve Amerika arasında çok gizli yürütülen derin stratejik bir enerji paylaşımı anlaşması mı var sorusu akla geliyor… Türkiye’nin Suriye’de savaşa girmesi demek Suriye rejiminin düşmesine yol açmak demektir. İran’ın buna müsaade etmesi beklenemez çünkü Suriye’nin düşmesi şer güçlerinin Lübnan Hızbullahına yönelmesi demektir. Buda İran’ın hiç kabul edemeyeceği bir adımdır ve müdahil olmaktan da asla çekinmez…
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin acele olarak Türkiye’ye gelmesi Türk askerleri için “bizim şehidlerimiz” gibi sahtekarca bir deyim kullanması Türkiye’nin Suriye’de savaşa girmesi için kışkırtıcı bir ziyaret olarak yorumlanması akıldan uzak bir tuzak olarak algılanmalıdır…
Türkiye’nin savaşa girmesi demek bugüne kadar yapılan bütün diplomasi adımların tamamının rafa kaldırılması demektir ve ABD’nin hedeflerini tam olarak gerçekleştirdiği anlamı çıkar…
Birilerinin Erdoğan’ı çok ciddi anlamda uyarması ve Suriye ile girilecek bir savaşın bu noktada kalmayacağını bildirmesi gerekir. Esed ile girdiği anlamsız gerginliğin sonunda eğer bir savaş çıkarsa bu savaşa İran ve Rusya’nın da müdahil olacağını çok iyi bilmesi gerekir…
Ülke ekonomisinin çöküş yaşadığı ve halkın gittikçe geçim derdine düştüğü bu zaman diliminde bir savaşın başlaması ülkeyi daha da çöküşe götüreceği gerçeğini gören gözlen idrak eden akıllar mutlaka harekete geçerek gereğini yapmalı yoksa yarın çok geç olur ve buna sebep olanlar yarınlarda burada olmayabilir…
Allah, akilâne düşünüp hareket etmeyi nasip etsin…
Tunç Türkiye’de Tutuklu Casus Sayısını Açıkladı
Kerimandan Ebrar’lara Sevinin Başlar Yüksekte 
Van gölü’nde Kayı Tamgalı Haç Taşlar 
Şüheda Sadakat Vefat Etti 
Yrp’de Cumhur İttifakı Depremleri 
Diyanet: Seccadenin Kutsiyeti Yok
