VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
KÜNYE
FİRMA REHBERİ
İLAN REHBERİ
BİZE ULAŞIN
YAZARLAR
H24HBR

@ Haber Tarihi : 22 August 2020 18:41:01

0 Yorum

Kez Okundu.

Albay Selami’yi Dostları Anlattı

Albay Selami'yi Dostları Anlattı Şehadetinin 28.Yılında Dava Arkadaşlerı Şehit Selami Yurdan'ı anlatıyor...

H24) Röportaj

Şehadetinin 25. yılında Şehid Selami Yurdan'ı Hasret ve minnet ile anıyoruz,Dava arkadaşları ve ağabeyi ile yapılan röpörtajı tekrar yayınlıyoruz

 Şehadetinin 28. yılında Şehid Selami Yurdan'ı ve Tüm Bosna Şehidlerini Hasret ve minnet ile anıyoruz. Dava arkadaşları ve ağabeyi ile yapılan röpörtajında bilinmeyen yönleri, tanıkları ile tanıyacağız.

Talip AKSOY: Şehit Selami yurdan’ın en yakın arkadaşlarından olan Hakan Ece ile olan sohbetimize başlarken, Şehit Selami ile nerede tanıştınız ? Arkadaşlığınız nasıl gelişti ? Şehadetinin öncesi ve sonrasını anlatırmısınız.?

Hakan ECE :Selami ile 1984-85 yıllarında bir sohbet Kraathanesinde, kendisi ile Fatih'te yani burada tanıştım. Kendisi saya işi ( Kundura imalatı ) yapardi Ben de aynı meslekte o zamanlar iştigal ediyordum atölyem vardı, hasbelkadar Selami ile de aynı işi yapıyorduk.

Ben Ayakkabıcılığı bıraktım daha sonra eczacılığa başladım. Gaziosmanpaşa'da daha sonra selamı ile telefonda konuşurken beraber ders yapalım dedi , O beni kumkapıya davet etti. işte perşembe günleri akşam bir mescid’de sohbetleri olur şu her hafta ders yapmaya başladık, Tabii selamı ile aramız daha hoş olunca daha ileri gidince birbirimize karşı bir kalbi sevgimiz gelişti ev sohbetleri ne giderdim, Ben onları davet ederdim onlar gelirdi.

Hafta da bir gün muhakkak kesintisiz Selami ile görüşüyordum. Nöbetçi olduğu zaman eczanelerde istirahat etmeden hemen kendisinin saya kunduraci dükkanını ziyaret ederdim, ona da orada yardım ederdim, bir gün hiç unutmuyorum dedi ki : Hakanım sana bir akşam sürpriz yapacağım tamam dedim , Selami söylediği günden 3 gün sonra yanıma geldi , baktım bana bir çift ayakkabı getirmiş ! Tabii Bir ayakkabıyı görünce dedim ki Selami madem ki bana ayakkabı getirdin Ne için ayakkabının numarasını sormuyorsun?

Niye ne oldu? diye sorunca bana getirmişsin 40 numara ayakkabı, ben 43 numara giyiyorum deyince morali bozuldu, ama ikinci bir defa getirdiğinde Bir ayağımı 40 numara yapmış bir ayakkabı 42 numara yapmış ! böyle bir şarkıcı tarafı da vardı, tam bir gün beni aradı Sarayburnu'nda görüşebilir miyiz dedi tabi dediğim geliyorum, Dedim ve gittim Akşam üzeri sarayburnu’na sonra dedim ki hayırdır selami sıkıntın mı var? 

Bana ya kardeş Bosna'ya gideceğim ben Bosna'ya savaşmaya gideceğim artık buralarda duramam, durmak da istemiyorum Biraz da karın ağrısı vardı selaminin işte Müslümanların her yerde yaşamış olduğu sıkıntılarda yahut gördüğü zulümlerden dolayı rahatsız oluyordu, hemen bir şeyler yapmamız gerektiği konusunda bizlere de uyarılarda bulunuldu ve dedi ki ben gidiyorum kesin mi gideceksin dedim, evet dedi.

Tamam dedim sana yakışıyor Ne gibi bir katkıda size bulunabilirim dedim, dediki ki Dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yok dedi. Tabi ne zaman gidiyorsun dedim üç gün sonra gidiyorum dedi. Gitmeden önce Akşam görüşelim dedim, tamam daha sonra eczaneye geldim, işte Savaş ve yahut da Oradaki duruma göre ne lazım olur dört tane şöyle büyük paket ilaç yaptım, işte bu ilaçlar ağrı kesici antibiyotik grip için, işte iğneler olmak üzere Saray burnuna götürdüm. dedi ki bunlar ne filan bana sorunca madem ki gidiyorsun , bunlar sana orada lazım olacak, sana dört tane özel paket yaptım bak dedim hacı bu vitaminler sizlere lazım olacak kullanma talimatlarını da yazdım kendisine. Belli olmaz olduğunun ortamlarda hasta olursun iltihap olur vitaminsiz kalırsın ve bütün bunlar için şu ilaçlar kullanma şekillerini anlattım. Kendisine hem yazdım hem de söyledim daha sonra yemek yedik çay içtik, hasbihal ettik ve ve kendisine şunu söyledin Hacı kalbimdekini sana söyleyeyim mi? Buyur dedi Sen bir daha geri gelmeyeceksin dedim.

Talip AKSOY: Neden Albay diyordunuz kendisine ?

Bizim kendi aramızda dava arkadaşları arasında ismi Albay idi, esnaflar arasında ise Hoca diye bilinirdi. Bosna'ya gittiği zaman içerisinde, cephede kendisinin adına kurmuş olduğu komiteyi Albay Selami diye bir Birliği vardı. 

Talip AKSOY: Şehidimizin Ağabeyi Cefakar recai yurdan Beyefendi var! öncelikle size bu röportaj için teşekkür ederiz.hoş geldiniz.

Recai YURDAN:Kardeşlikten Öte Selami yurdan ümmetimin şehidi, O benim hem Kardeşim,hem de dava kardeşim, arkadaşım idi.

Sadece Bosna Hersek değil,dünyanın neresinde bir zulüm varsa biz ailece özellikle beş kardeş olarak, Biz daima oralarda yer aldık. Afganistan'da, Çeçenistan'da , Kürdistan'da, Halepçe'de ve Bosna'da yapılan zulümlere hep karşı geldik.

Maddi manevi olarak, orada yer almaya çalıştık işte bunun neticesinde de bosna Hersek'te selami kardeşimizi Şehit vererek ümmete kazandırdık.

Sadece biz sadece sıra benitsa da değil, Halepçe'de 1988'de yapılan katliamı da kınıyoruz ,biz hocalı'da yapılan 1994'te ki katliamı da kınıyoruz, daha önce Kürdistan'da yapılan Enfal adı verilen Zalim Saddam tarafından Enfal katliamı ile barzan bölgesindeki Müslüman Kürtlerin katliamını da lanetliyoruz.

Dünyanın neresinde katliam varsa biz ailece Bir Müslüman ve bir fert olarak her zaman zalimlerin karşısında mazlumların da yanında yer aldık Selaminin hayatına baktığımızda bütün Şehitler de olduğu gibi o da Özel seçilmiş insanlardır, şehitler ve Tutuklular ümmetin mihenk taşlarıdır. Eğer onların hatırı olmazsa Onlar olmazsa Bizler yokuz, Müslümanlar yoktur ümmet yoktur, Bunlar insanlık hakikaten insanların güzel seçilmiş gökkubbe’ye altın harflerle isimleri yazılmış şahsiyetli insanlarıdır.

Tabii ki benim kardeşim Selami'nin Dışında Bosna'da bildiğim 22 kişi Türkiye'den kardeşlerimiz var ! O davada şehit olan Bingöl'den tuttun Çanakkale'den, Bursa'dan, Nevşehir'den Türkiye'nin değişik illerinden Türkiye'den gidip Bosna'da Şehit olmuşlardır. Ben nice gazilerimiz var.

Biz Bosnalı kardeşlerimizden Türkiyeli kardeşlerimizden ricamız olur ki, Bosna'yı aldığımız gibi Halepçe’yi Hocaliyi da görelim ,Kıbrıs'ta Rumlar tarafından 1970'lerde katliamı uğramış kadınlarımızıda görelim, dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun zulüm varsa biz Onları görelim , ayırt etmeden Müslüman, mazlumun ne kimliğini sorar ne dinini sorar ? Nede dilini sorar. Ne de ? mezhebini sorardı.

Eğer Mazlum ise Biz o mazlumun yanında yer almalıyız. Selami de bir müslüman olarak duyarlı davranmıştır , böyle bir yolu seçmiştir ve Bosna'ya giderek Allah yolunda şehadet şerbetini içmiştir. Biz Ondan Şeref duyuyoruz izzeti ve şerefi bize bahşeden Allah'a şükür ediyoruz.

Talip AKSOY : Üstat Çok teşekkür ederim her sene Şehid Selami’yi anma geceleri yapılıyor arkadaşları ve ailesi tarafından, şehit selami ile ilgili bu sene bir anma gecesi yapma gibi bir niyetiniz var mıdır.? 

22 Ağostus 2017 ‘de Fatih te Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde 25. Şehadet yıl dönümünde Andik inşallah.İnşallah biz 22 yıldır anma geceleri yapıyorduk . Yemek veriyorduk, Mevlit şeklinde maalesef ülkemizde ümmet bazı süreçlerden geçtiği için biz de ailece kendi içimizde öyle bir etkinliği yapmaya başladık, bir kaç senedir, ama inşallah bu fitne fesat ortamı kalktıktan sonra yeniden geniş bir şekilde yemekli düğünlü bir şekilde onu anacağız inşallah.

Çünkü biz buna her yıl kesintisiz devam ettiriyoruz ve ettiren arkadaşlarımız da var inşallah 22 Ağustos 2017 günü İstanbul'da Şehit Selami anma etkinliğimiz olacaktır, birde bizim için anma değil Şehit Selami'nin düğünü şeklinde geçmektedir.

Bizim bu etkinliklerimizden farklı gruplardan,farklı dinlerden,farklı düşünen insanlarıda çağırıyoruz, bu farklılığımızın sebebi Selami’nin arkadaşları olduğundandır, farklı görüşlerden ve inançlara sahip olsalar da Selami her görüşe, her düşünceye, saygılı bir insan idi.

Her mezhebe, her dine arkadaşları vardı Biz Öncelikle bunları davet edeceğiz, Selami ile hukuku olan insanlar her sene gelmekteler ,buradanda sizin aracılığınızla tüm insanları Selamiyi davasını anlamaya davet ediyoruz.

Talip AKSOY: Üstat bir sorun daha var hani sizin kardeşlikten öteye hukukumuz,dava arkadaşlığı var demiştiniz, Selami yaşarken nasıl bir insan idi ? Bunu biraz açar mısınız.

Selami yaşarken şehit Şehit gibi yaşıyordu, bizim bu hayatta 20'nin üzerinde Şehit arkadaşım vardır, yahutta tanıyorum inanın ki şehitlerin hepisi birbirine benzer, sadece fiziki olarak ruh olarak yapı olarak İnanın endişeleri, duruşları birbirine o kadar benziyor ki, Müslümanların insanların dertleri ile ilgilenen hastaların peşine Koşan, insanların değerlerini ön planda tutan devamlı endişeli bir hastanin ,sadece geciştirerek bir telefonla değil, birebir gidip ilgilenen, tabii ki o zaman ki dönem, Şimdiki gibi değildi, arkadaşlarımız bilmez ama bizim yaşımızda ve bizim Akrabalarımız bilirler , ilaç almak kolay değildi.

Maddii Müslümanların özellikle çok kısıtlıydı, selami onları tedavi eder ilaçları bulur ,hasta arkadaşlarımıza ve hastaneye götürürdü. Selami'nin Gecesi gündüzü kesinlikle yoktu.

Devamlı Allah rızası için hem ticari olarak,hem de Allah rızası için çalışırdı. Selami ihtilaflı konularda çok kaçınırdı, Müslümanların arasında fitne ve fesada yer verilmez, bir ifrat ve tefritten kaçınırdı. kesinlikle Polemik yapmazdı . Olduğu ortamda böyle bir bir şey varsa salavat getirir, Tekbir getirirdi, 

O tekbir ve salavat ‘tan sonra arkadaşlar yine devam ettiriyorlar ise, orayı terk ederdi . Şu anda Bizim bulunduğumuz gibi özellikle Fatih'teki mezara giderdi.Eğer vakti varsa Eyüp'e giderdi. Zaten buralarda kendisini izdivaca çektiği yazdığı anılarında vardır, Selami mezarlara çok giderdi. Burada Tefekkür ederdi, buna arkadaşları da şahittir,Bizlerde şahidiz selamı ile biz buyurduğumuz gibi kardeş kardeş değildik dava arkadaşıydik, Ders halkasında yıllarca beraber hizmet ettik, işte Afganistan, Halepçe olayları olsun,Selami çok duyarlı bir kardeşimiz idi oraya maddi ve manevi yardımlar toplamıştı o yardımları oraya göndermişti.Bizim de manevi olarak Dualarımızda hiçbir zaman eksik etmemişti.

Talip AKSOY: Şehadet haberini aldığınızda Anneniz Babanız nasıl bir tepki verdiler O zaman evimiz Halkalı'daydı, annem ve babam ciğerparelerinin şehadet haberini alınca buruk bir sevinç yaşadılar. Oğullarını, bu dünya gözüyle bir daha göremeyeceklerinden dolayı üzülüyorlardı.

Fakat ciğerparelerinin Allah yolunda Boşnak Müslümanların yardımına koşarak şehit olmasına da seviniyorlardı. Selami'nin taziyesi için gelenleri, metanetle karşılıyorlardı. annem, taziyeye gelenlerden birisinin sorusuna şöyle cevap veriyordu: “Müslümanların ezildiğini gördükçe çok üzülüyordu.

Nerede bir şehit haberi alsa, onun resmini bulup getiriyor, şehitlerin resmini diziyordu. Hep düşüncesi şehitlikti.

Bosna-Hersek’teki duruma çok üzülüyordu. ‘Orası İslam toprağı, mutlaka kurtulacak, ben gidip oraya yerleşeceğim’ diyordu. Giderken Macaristan’a diye çıktılar. ‘Hakkınızı helâl edin. Kardeşimi evlendirin’ dedi. Düğün istemedi, sırasını kardeşine verdi. İşte bugün düğününü yaptık oğlumun. Meğer o, böyle bir düğün istiyormuş.”diyordu.

Babam Ferman Bey de “Allah’a şükürler olsun. Oğlumun şehadeti Müslümanlara kutlu olsun. Daha 5 yüz oğlum, 5 bin oğlum olsa bile onları da Allah yolunda feda etmeye hazırım. Davamıza hep birlikte sahip çıkalım” demişti.. Şehitler adlarını gökyüzüne gökkubbeye altın harflerle yazan kişilerdir Özel seçilmiş Ender insanlardır.

https://www.4x4bet123.com/ https://www.4x4bet123.com/

Bunlardan biri de genç selamidir .Allah bizi onun Rasulünün yolunda yürüyen Kullarından eylesin,Şehidler ile haşretsin Onların yolunda gidenlerden eylesin Bu yıl 25 şehadet yıldönümü dolayısıyla, bizlere ve ümmetin kurtuluşuna giden yol öncelikle İslam Birliği ümmetin Birliği ve muhakkak ki Şehit Selami’lerin yoludur. Allahu Teala bizleri bu Kutlu yolda, Şehit Selami’lerin yolunda gidenlerden eylesin.Çünkü onların yolu, Hazreti Hüseyin'in yoldur, Hazreti Hamza'nın yoludur, bütün şehitlerin silsilesi İnşallah kıyamete kadar devam edecektir, H24ün bu şehidlere gösterdiği duyarlılıktan dolayı teşekkürler ederim.

Talip AKSOY :Mahdumunuz biricik evladınız Mücahiti Yurdan’a Şehid Selami’ye hasseten Ferman Amcaya Allahtan rahmet diliyoruz,Mahşer gününde peygamber aleyhisselatu Vesselam'ın bayrağının altında buluşmayı nasip eylesin inşallah Allah razı olsun.

Talip AKSOY: Fatih Akıncıları Hareketinin onursal Başkanı Mehmet Şahin Ağabey siz Şehid Selamiyi nereden Tanıyorsunuz takipçilerimizi bilgilendirirmisiniz?

Mehmet ŞAHİN:Selami ile benim tanışmam 1984’lere denk gelir. zaten Ben 1984'e kadar cezaevindeydim.

12 Eylül'den önce içeri girmiştim 1979'da. 1984 ten sonra rahmetli selami ve kadırgadaki arkadaşlarla tanışıklığım oradan gelir. Biz Tevhid dergisini çıkardığımızda da rahmetli, bizim o Tevhid dergisi çevresindeki arkadaşlardan bir tanesiydi, gelip giderdi.

Çalışmalarımıza katılırdı, bize destekler verirdi. bizim kadırgadaki arkadaş Grubumuzun önemli şahislarından Birisiydi. Selami’nin Bende hatırladığım önemli bir Mizaç olarak anısı şudur, neşeli,şakacı olmasıdır, hayat dolu, Böyle bir yapısı vardır.

Yaşantısı vardır ama o hayat dolu yaşantısı ve şakacı kişiliğinin yanında Bende derin bir düşünce adamı olduğu özelliği de vardır, Rahmetli selami özellikle bu başörtüsü zulmü başladığında, zulmün devam ettiği günlerde, başörtüsü zülmüne tepki koymaya başladığımız da hep yanımızda idi.Selami yurdan olsun, tüm yurdan ailesi onun için de hayati yurdan, recai yurdan, zekai Yurdan hep beraber Allah razı olsun bu eylemlerde her zaman en ön saflarda oldular ,en ön saflarda mücadele verdiler, polislerden çok jop yediler, çok biber gazı yediler.

Çok polis köpeklerinin saldırısına Uğradılar, ama hiçbir zaman yılmadılar, her zaman bu eylemlerin en ön saflarında idiler, bizim bu Tevhid Selam çevresinde yapmış olduğumuz çalışmaların aktif olarak her köşesinde bulundular, yaptığımız şehitler gecesidir Kudüs günüdür, dayanışma geceleridir, mazlumlarla dayanışma geceleridir.

Mesela bizim o zamanlar ülkücü hareketten dönmüş İslami hareketi geçmiş bir sürü arkadaşımız vardı ,onlarla ilgilenme noktasında olsun, Selami aktif olarak bizim çalışmalarımızın içerisinde bir insandı ve netice itibariyle hayat dolu neşe dolu bu yapısının yanında Düşünce adamliği ağır basıyordu. Bosna'daki bu savaş başladığında Tabii ki Yugoslavya dağıldı, Hırvatistan'ın Sırbistan ve Bosna Hersek bağımsız oldular. Arkasından diğer Makedonya Sırbistan Karadağ Onlar zaten sırpların kontrolünde idi ama Bosna-hersek’te belirsizlikler vardı.

Bosna'daki müslümanlar bağımsızlıklarını ilan ettikleri zaman,biliyorsunuz 1992 yılında sırpların ve hırvatların aynı zamanda saldırılarına maruz kaldılar. Önce Sırplar saldırdı,ardından Hırvatlar saldırdı Bosna'yı iyi bildiğim için söylüyorum, biliyorsunuz Ben ateşkese kadar oradaydım savaş zamanı yani eski Yugoslavya ordusunun bütün askeri gücü sırpların ve hırvatların elindeydi. Boşnakların elinde hiçbir güç yoktu.

Yani o eski Yugoslavya'nın ordusunun silahları sırpların,hırvatların elindeydi.Polis Teşkilatının bütün silahları bütün imkanları onların elindeydi. Boşnakların elinde hakikaten hiçbir bir şey yoktu,yokluk içerisinde Aliya İzzetbegoviç gibi Tabii liderleri olması, hasebiyle bir bağımsızlık mücadelesi başlattılar, tam bağımsızlık mücadelesi başlayınca Hırvatlar ve sırplar saldırdılar boşnaklara . Hem onlar saldırdı ,hem de aslında bana sorarsanız amerikası, avrupası ,yani Batı dediğimiz küresel Güçler ,batıdaki Güçler Aslında sırpları ve hırvatları biraz da kıziştirdilar ve desteklediler. Çünkü Avrupa'nın ortasında Bir müslüman ülke istemediler yani Avrupa'nın tam ortasında bağımsız bir müslüman ülkeyi ne Amerika ,ne de Avrupa hazmedemezdi.

O yüzden bana göre sırpları ve hırvatları kışkırttılar, Onlara cesaret verdiler desteklediler ve derken orada Boşnak halk ile hırvatların sırp Savaşı başladı. Dengesiz bir savaşti , Boşnakların elinde bir şey yoktu.

Boşnaklar av tüfekleri ile , derme çatma silahlarla bir karşılık vermeye çalışıyorlardı. Tam bu sırada rahmetli Selami ve bir kaç arkadaşı Bosna'ya gidip işte oradaki Müslümanlara yardım etme anlamında bir çalışma içerisine girdiler.

Biz de bu çalışmayı bize yakın bize, dahil oldukları için, arkadaşlar selaminin gideceğini Bana söylediler, Kendisiyle konuşma mı söylediler, Hani Eğer gidecekse bile bunu organizeli bir şekilde yapalım, Hani iki üç kişi olarak gitmesinler organize bir şey yapalım ki orada verilen mücadelenin bir değeri olsun, şeklinde Ben de bunun üzerine Rahmetlik selamı ile görüşmek üzere kadırgaya gittim.

O zaman onun Kadırga da küçük bir ayakkabı atölyesi vardı, oraya gittim beni görünce çok sevindi, yani onu ziyaret ettiğim için aramızdaki Hukuk da vardı tabii ki bir abi kardeşlik de vardı, oturduk çay içtik muhabbet ettik .Ben konuyu açtım kendisine dedim senin Bosna'ya gitmeye niyetinin olduğunu öğrendim dedim, bana anlattı. Dedi ki abi biz bir kaç arkadaş düşünüyoruz da O’na selami ‘ye yerden göğe kadar haklısın.

Evet gitmemiz gerekiyor ama biliyorsun Müslümanlar olarak hep bugüne kadar proje lideri toplu işler yapmadık, bu yüzden Başımıza bir sürü işler geldi. çoğu zaman da kaybettik, yani yaptığımız mücadeleleri Bu yüzden daha derli toplu planlı projeli Bir şekilde yapalım ,bunu arkadaşlarla beraber oturalım istişare edelim oraya da bir altyapı hazırlayalım Belki de bir altyapı vardır,  Ona bakalım Ona da buradan gerekirse sadece sen değil Diğer arkadaşlar da gönderelim hep beraber gidelim dedim Selami bana açıkçası Tamam ağabey falan dedi, Yani ben oradan ayrıldığım zaman şu izlenim ile ayrıldım kesinlikle Selami gidecekti,Çünkü kafaya koymuştu.

Hatta bu izlenimi mi arkadaşlara da paylaştım. Yani bütün benliğiyle Selami gidecekti ,Selami kardeşim bosnaya gittiği haberini aldık Daha sonra hepinizce malum olduğu üzere çok fazla da üzerinden zaman geçmedi, daha sonra şehadet haberi aldık. Tabii şehadet haberini alınca Açıkçası ben hem sevindim, hem de üzüldüm.

Çünkü sevindim, Hani İslami direnişimiz evrensel İslami direniş adına bir şehit kazanmıştık. üzüldüm Çünkü Selami gibi cevval, Atılgan,cesur, cefakar arkadaşımızı kaybetmiştik. Üzüntü ve sevinci bir arada yaşadık, hiç unutmuyorum halkalıdaki evlerinin önündeki gıyabi cenaze namazına gitmiştik. Arkasından da cuma günü Beyazıt'ta büyük bir cenaze namazı programımız vardı oraya gittiğimde arkadaşlar bana dedi ki,Bir önmeli anım Caminin höperlörlerinden Şehadet haberini anons ettik.

Hiç unutmuyorum o caminin ezanının okunduğu mahfilin bulundugu Mahale gittim, orada tek başımaydım ve mikrofonu aldım Yani hem insanları gıyabi cenaze namazına davet ettim, hem de ağladım böyle enteresan benim için çok enteresan bir şey olmuştu.

Yani insanları bir taraftan Selami yurdan cenazesine davet ediyordum, bir taraftan da orada tek başına olmanın yalnız olmanın ,Tabiri caizse duygusal patlama oldu. Herhalde bir taraftan da hıçkıra hıçkıra ağladım. Onu hiç unutmuyorum daha sonra tabii ki Beyazıt Meydanı'nda büyük bir gıyabi cenaze namazı kılındı ve gerçekten çok sayıda Müslüman gıyabi cenaze namazına katıldı.

Orada Ferman Amca rahmetli  Allah rahmet eylesin Yani bir oğlum değil bin oğlum da olsa feda olsun sözünü hiç unutmuyorum ve unutmayacağız.

Oğlumun yerine ben gideceğim intikamını alacağım ve cihada devam edeceğini ve dediğini de yaptı, Allah rahmet eylesin Çok farklı bir insandı.

Yani bu anlamda Selami yurdan kardeşim de bizim Tabii bir sürü tatlı hatıralarımız anılarımız var genel anlamda söylüyorum benim iç dünyamda Selami böyle bir Selami yurdan olarak kaldı. Allah için yapılması gereken bir şey varsa bunu yarına ertelemeyen bir müslüman olarak hatırlıyorum, Cevval cesaretli fedakar taşın altına elini değil gövdesini bile koyan bir selami yurdan olarak hatırlıyoruz, aslında Sadece yurdan ailesinin tamamı tamamen böyle insanlardır, hakikaten Allah hepsinden razı olsun.

Çok Gayretli insanlar işte Ferman amcamız böyle idi, Recai böyleydi ,Hayati kardeşimiz böyle ve Mehmet kardeşimiz ve öyle ailece Bu İslami dava mücadelesinde sürekli en ön saflarda dururlar, kendi açılarından ne yapılması gerekiyorsa yaparlar, öbürsü güne bırakmayan bir aile. Allah onlardan razı olsun Ben Bu aileyi rahmetli Metin Yüksel'in ailesine benzetirim ,Yani Metin Yüksel'in Ailesi de böyleydi. Hem Sadrettin Yüksel , Sarete Anne Sureyya Yüksel, hep böyleydi hakikaten ile olarak kendilerini İslam'a adamışlardi.

Aile olarak çok ağır bedeller Ödemişlerdi.Yurdan ailesi de böyle yurdan Ailesi benim iç dünyamda çok özel bir yere sahiptirler ,bunu böyle belirteyim, Hakikaten bu iki aile benim için çok önemlidir. Onların itibarı önemlidir ,onların saygınlığı önemlidir, her iki ailede verdikleri bedellerden dolayı Allah inşallah Onların karşılığını verecektir.

Selami yurdan az önce de anlattığım gibi İslami anlamda bir mücadele içerisindeyken,şehadet’inden sonra da bana göre büyük bir iş yaptı ve Türkiye müslümanlarının gündemine Bosna cihadının girmesini sağladı, hepiniz biliyorsunuz ki şehadetinden sonra insanlar Katar Katar Bosna'ya cihada gayret etti.

Yardımlar bu gününkinden çok çok yardımlar yapıldı, ihh nın temelleri o zaman atıldı. yani Almanya'da kuruldu Bosna'daki Müslümanlara yardım etmek için kurulan bir teşkilattı, belki de o Bosna'daki cihada verilen destek ten dolayı bugün dünya çapında kocaman bir yardım Teşkilatı haline gelmiş durumda. Yani rahmetli selami’nin şehadetinden sonra da çok büyük işler çıkardığını düşünüyorum bosnada Müslümanların mazlumiyetini dile getirmek, boşnaklara sahip çıkmak katkıda bulunmak adına ,Tabiri caizse insanları dürttü.

Rahmetli Selami'nin şehadeti Tabii ki benim o günlerde pasaportum olmadığı için devlet bize sakıncalı muamelesi yaptığı için pasaport vermiyordu. Daha sonra Selami'nin gittiği yere Cihat ettiği yerlere birçok kardeşimiz gittiler, çoğunun gitmesinde bizlerin de katkıları bulundu pasaport aldım, Bizim orada ayağından yaralanan Gazimiz Hakan kardeşimizin ailesine bir söz vermiştim Çocuğunuzu size teslim edeceğime dair.

Biz o zaman Aydın kural ile birlikte Allah selametlik versin, gittik o zaman hakan kardeşimizi de buraya getirdik ,Bundan sonra benim Boşnak halkıyla bir gönül bağım oluştu. 

Yani şunu demek istiyorum Bosna cihadı ilk aklımıza geldiğinde Selami yurdan gelir ve Biz selami’yi Bosna müslümanlarının kendini fark etmesininde, Selaminin Payı Elbette vardır, bu şehadeti ile birlikte Bosna'da oluşan mahrumiyetleri gün ışığına çıkarmıştır, oradaki zulmün anlaşılmasına sebep olmuştur. Yani Türkiye'deki Müslümanlar Bosna ile ilgili bir şeyler yapabilir değil derse hem cihada destek verme anlamında hem de maddi ve manevi,Şehit ve Gaziler anlamında onun önderliğini ve liderliğini Selami Yurdan yapmıştır.

Dolayısıyla şehitlerimiz zaten özel insanlardır benim tanıdığım bütün Şehitler özel insanlardır, bana göre Selami de özel bir insandı ve bu özel insanlar benim belleğimde ve Müslümanların belleğinde hep kalacak . Allah tekrar rahmet eylesin Rabbim Onu cennetine koysun peygamber Aleyhisselam ve şehitlerle Komşu eylesin ,bizleri de Allah yolunda mücadele etme Allah yolunda Eğer hakkımızda hayırlısı ise şehit olmayı Rabb'im bizlere de nasip eylesin diye dua ediyoruz.

Mehmet abi aslında bosna-hersek'te Sadece Selami yurdan değil 22 Türkiyeli Müslüman şehit oldu Ümmetinde her kesiminden şehid ve gaziler vardı, Evet Türkiyeden ilk gidenlerden Selamidir akabinde Bosna şehitlerimiz, elbette sadece Selami Yurdan’dan ibaret değil.

Edip Sadioğlu, Adil Balat ve Ebubekir Arıcı (17.09.1992, Mostar), Ahmet Pınar, Renda Tosuner ve Sait Başar (28.12.1992, İliyaş), İlhan Atlı, Abdülmetin Çakmak, Çanakkaleli Yusuf ve Güven Zengin (1992), Muammer Aslantaş (Haziran 1993), Ali Pınarbaşı (1993), Ahmet Şamil Karaoğlu (21.07.1995, Zavidovic), Ebu Muslim, Mehmet Özdemir, Mustafa Çolak, Ömer Taşar, Bahaddin Alaslan, Ahmet Demirer, Ramazan Çelik ve daha nice isimsiz kahramanlar... mevcuttur.

Bu savaşta Devlet olarak en başta İran İslam Cumhuriyeti ve Arap ülkeleri ile birlikte o zaman iktidarda olmayan merhum Başbakanımız Necmettin Erbakan ve onun teşkilatları olan Refah Partisi ,Türkiye genelinde ve Avrupa milli görüş olarak bu cihadı desteklediler.

Allah'ın izniyle onler bir sonuç alındığı başarı ile Sırplar Avrupa Birliği ve Amerika Müslümanlarla Ateşkes üzere Barış yapmak zorunda kaldılar. Tabi şunu da belirtmek isterim Bu savaş bittiğ anlamına gelmiyor iler de Allah korusun tekrar Bosnaya saldırı yapabilirler bu konuda temkinli olmakta fayda vardır. 

AKSOY : Mehmet Şahin Ağabey ağzınıza sağlık teşekkür ederiz Allah razı olsun sizlerden.

 

 

Henüz Bu Haber İçin Yorum Yapılmamış
Adınız Soyadınız
Güvenlik Kodu
BENZER HABERLER