
ADALETİN BÖYLESİ
H24/ Adil AVAZ
15 yıl öncesiydi, İstanbul yolundayken Balıkesir'de bir kır lokantasında dinleniyordum çocuklarımla. Birden aşşağıda bir çığlık duydum. Baktım hızla kaçan bir arba ve arkasında koşan bir kadın. Durumu sordum telaşlı kadına. "Abi çantamı çaldılar, eşim namaza giderken bana emanet etti"...
Arabama atlayıp peşlerine düştüm. 15 dakika sonra yetiştim ve sıkıştırdım. İki kadın bir erkek(şoför) ve bir de çocuk vardı arabalarında. Biraz sonra kadın, kocası ve jandarmalar geldi. Hep beraber karakola gittik.
Mağdurlar Belçikada yaşayan ve beni de gıyaben tanıyan gurbetçiler imiş. Yaklaşık 8 bin euro, birkaç altın bilezik ve pasaportlarını tekrar geri aldılar. Bu arada hırsızlar benden şikayetçi oldukları için yaklaşık 5 saat beni karakolda oyaladılar. Ertesi gün atv haberlerinde, bir düğünde gelinin takılarının çalındığı duydum.
Düğünde bir kadın: "benim de çantamı çaldılar. İçinde pasaportlarım ve eurolarım vardı. Ne olur yalvarıyorum, para onların olsun ama pasaportlarımızı getirsinler" diye bağırıyordu. Dikkatlice baktığımda, o kadının Balıkesir'de ki hırsız kadın olduğunu anladım. Atv haberi arayarak o mağdur rolündeki kadının yalan söylediğini esasen asıl hırsız olduğunu; belgelerin ise karakolda olduğunu açıkladım.
Sonucu ise bende bilmiyorum. Diyeceğim o ki suçüstü yakalayıp jandarmaya teslim ettiğim bir suçlu, benden önce İstanbula gelmiş ve İstanbulda bir eylemini daha gerçekleştirmişti.
Aradan 15 yıl geçmiş değişen birşey yok. Bir kadını 23 yerinden bıçaklayan bir cani, hakim tarafından ödüllendiriliyor ve kadın cezalandırılıyor!